PWE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

PWE

Türkiyenin en kaliteli ve en iyi RPG'sine hoşgeldiniz. Sevdiğiniz karakterin kariyerini yönetmenin keyfini çıkarın.
 
AnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 Loves From Soviet Russia - Part 3

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Klaus Meine
Emekli
Emekli
Klaus Meine


Mesaj Sayısı : 2545
REP Puanı : 34
Kayıt tarihi : 02/02/12
Yaş : 26

Loves From Soviet Russia - Part 3  Empty
MesajKonu: Loves From Soviet Russia - Part 3    Loves From Soviet Russia - Part 3  EmptyÇarş. 23 Nis. 2014, 18:01

Loves From Soviet Russia - Part 3  945ff153b35a532e1f6f8e6a5eee0d91_large
 
Cruze 3 yolda kayarak ilerlemeye devam ediyordu.Jason,sağ elini kaldırıp aracın loş tavan lambasının ışığında saatine baktı.Saat , gece 2’i göstermekteydi.Otoyolda hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etti.Aracın sağ camına doğru baktı ve ‘’Cleveland’dan Çıkmaktasınız’’ tabelasını görünce sol ayağını frene dokundurdu ve araba yavaşladı.Direksiyonu sağa kırarak,çataldan sol şeride geçti ve tekrar gaza bastı.O sırada,karanlığın içinden önündeki gri Cruze 3’ü takip eden siyah BMW E3’ün içindeki iki kişi,konuşmaya başlamışlardı.
 
‘’Bu adam ne yapıyor?’’

 

‘’Hiçbir fikrim yok…Cleveland’a geri döndüğüne göre işi bitmemiştir.’’

 

‘’Şu dosyaya bir daha bak bakalım.’’

 
Adam elini torpidoya atarak içeriden aynı şekilde sarı kaplı bir dosya çıkardı.Adam siyah eldivenli elini içeriye soktu ve iki kağıt çıkararak göz gezdirmeye başladı.Dosyayı tutan,arabayı sürene dönerek:
‘’Şu ışığı açsana.’’ Dedi.
 
Bunun üzerine direksiyonu tutan adam,paneldeki düğmelerden birine bastı ve arabanın içine hafif parlak bir ışık yayıldı.Adam kağıttaki bilgilere göz gezdirmeye başladı ve yanındakine dönerek  :
 
‘’Bu adam zaten Cleveland’da yaşıyor,olağan bir durum yok.Buraya kadar niye takip ettirdiği asıl soru.’’

 

‘’Bunu zaman belirleyecek.Şu ışığı da kapat,görmesin.’’

 
Bunun üzerine dosyayı torpidonun gözüne tıkıştıran adam,aynı eliyle de ışığın üstündeki çekeri çekiyor ve ışık kapanıyor.Arabayı süren,vitesi 4’e takıyor ve araba gittikçe hızlanmaya başlıyor,çünkü Cruze 3 de hızlanmaya başlamıştı.
 
Jason,sağ elini cebine atıyor ve iPhone’ını çıkarıyor.Parıldayan ekranda ‘’slide to unlock’’ yazısına doğru bakıyor ve telefonu tutan baş parmağıyla ok işaretini ekranda tutup çekiyor.Ekranda aplikasyonlar görünüyor.Jason aynı parmakla yeşil telefon simgesine basıyor ardından da kulağına götürüp bir süre çalan ‘’dıt,dıt’’ seslerini dinliyor..Birini aramak istedi,fakat arayacak cesareti bulamadı ve telefonu koltuğun kenarına atıverdi.Ardından da,vitesi yükseltti ve son hız Cleveland’a döndü.Oradan da,Stamford’a geçecek,sabahın 8’inde oraya varacaktı.
 
 
Stamford’un kuleleri görününce Jason ufak bir nefes aldı ve son bir güçle gaza yüklendi.Akan insan seline doğru bakmadan,direksiyonu ağır hareketlerle kıvıra kıvıra,WWE binasına doğru yol aldı.
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  Tumblr_m9bqbwmX4y1qau3yro1_1280
 
WWE binası,görkemli bir binaydı.Büyükçe bir araziye kurulmuş,siyah camlı , üstünde de koskocaman bir WWE logosu taşıyordu.Uzaktan bakıldığında bir şovalyenin zırh kaplı atını andırmaktaydı.Jason bu görkemli binaya bakmaktan kendini alamadı.Arabasını,kapalı otoparka doğru sürdü.Yokuştan ağır ağır indi ve ilk gördüğü boşluğa arabasını bıraktı.Sağ eliyle koltuktaki telefonu eline alıp iç cebine attı ve anahtarı kontaktan çekip cebine bıraktı.Çıkarken,cebindeki anahtarı çıkartıp kilit sembolüne bastı ve arabadan ufak bir ses duyuldu.Adım adım asansöre ilerledi ve tuşuna bastı.Asansörün kapıları gıcırtıyla açıldı ve Jason içeriye tek adımda girdi ve son katın düğmesine bastı.Asansörde Jason’un hoşuna gitmeyen bir müzik çalmaya başladı.Jason,son kata kadar sabretmeyi başardı.Son kata asansör geldiğinde ‘’pin!’’ diye bir ses duyuldu ve kapılar açıldı.Kapıların dışında,bir karmaşa vardı.Yürüyen insanlar,dosya alışverişi yapan sekreterler gibi , bir çok karışıklığın içine düşmüştü.Jason birkaç adım atıp dışarı çıktığında,karmaşanın içinde daha çok kaybolduğunu ve boğulduğunu hissetti.Daha 2 metre yürümemişti ki,belge götüren sekreterlerden birine çarptı.Kızın elindeki kağıtlar gürültüyle yere saçılırken Jason ise telaşla :
 
‘’Özür dilerim,hanımefendi.’’ Dedi ve kağıtların birkaçını yerden alıp tekrar kıza uzattı.Kız ise,sinirli bir ifadeyle :
 
‘’Sorun değil,beyefendi.’’ Dedi ve kağıtları toplamaya devam etti.Bir anda göz göze geldiklerinde Jason,içinin karıncalandığını hissetti.Kızın masmavi gözleri vardı ve Jason’un donuk yüzüne yumuşak bir bakış göndermekteydi.Kemiklerinin bir anda ısındığını hissetti.Kız bunun üzerine başını uysal bir kedi gibi eğdi ve son kağıtları da toplayıp oradan hızlı adımlarla uzaklaştı.Jason ayağa kalktı ve bir süre onun arkasından bakakaldı.O sırada,bir odadan çıkan Stephanie McMahon,ayakta duran Jason’u görünce onun baktığı yöne doğru baktı ve sekreter kızı gördü.Yüzünü önce buruşturdu,ama sonra hızlı adımlarla Jason’un yanına yürüdü ve  sağ elini uzatarak :
 
‘’Mr.Highlander,hoş geldiniz.’’
 
Diyince Jason,Stephanie’ın olduğu yere döndü ve kendisine uzatılan eli hafifçe sıkıp bıraktı.Stephanie her zamanki gibi siyah dekolte bir elbise ve topuklu ayakkabılar takımıyla gelmişti.Stephanie :
 
‘’Buyrun,beni takip edin.Sizi eşimle tanıştırayım.’’
 
 
Dedikten sonra,ağır adımlarla yürümeye başladı.Ayakkabıdan çıkan sesler koridorda yankı yapıyordu.Jason,bir süre arkasından bakakaldı ve yürümeye devam etti.Gözleri,sürekli bir bahane bulup kurtulma amaçlı kullanabileceği bir şey arıyordu.Nedense,toplantıya girmek istememeye başladı bir anda.Stephanie bir süre daha yürüdükten sonra,ahşap bir kapının önüne geldi.Kapının altın renkli kolunu ittirdi.Kapı gıcırtıyla açıldı ve Stephanie içeri girdi.Jason da arkasından girince yüzüne kahve kokusuyla dolu bir hava çarptı.İçeride oval şeklinde ahşap bir toplantı masası ve deri koltuklar bulunmaktaydı.Odada sadece buğulu cam vardı,ve açılıyormuş gibi görünmüyordu.Yerdeki açık siyah renkli halı,yeni temizlenmiş görünüyordu.En baş koltukta,üstünde siyah bir takım elbise ve kırmızı bir kravat olan Triple H oturuyordu.Önündeki mavi kaplı dosyayı sürekli karıştırıp

,üzerine kırmızı pilot kalemle notlar alıyordu.Stephanie yavaş yavaş Triple H’in yanına gitti ve kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Triple H başını havaya kaldırdı ve Jason’a doğru bakıp gülümsedi.Ardından da ayağa kalktı ve Jason’a yaklaştı.Elini uzattı ve :

 
‘’Ben Paul Micahel Levesque.Yani,Triple H.Tanıştığımıza memnun oldum,genç adam.Senin ismin ne?’’
 
‘’İsmim Jason Highlander,efendim.Sizinle tanışabilmek ne güzel.’’
Diyerek Triple H’in uzattığı eli sıktı.Triple H,çaprazındaki koltuğa oturmasını işaret etti ve kendisi de oturdu.Jason,işaret edilen yere oturdu.Stephanie da,Jason’un tam karşısında yerini almıştı.Triple H,Jason’a döndü,dirseğini kağıtlardan birinin üstüne koydu ve işaret parmağını tam suratına doğrultarak :
 
‘’Senden bu konu hakkında ümitliyim.Toplantıda,yanlış bir hareket yapmamanı istiyorum.Sadece sana verilen sorulara cevap ver.’’
 
Jason,başını sallayarak onayladı.Bir süre sonra,içeriye birkaç kişi daha girdi ve hepsi birbiriyle selamlaşarak yerlerini aldılar.Yanına oturan adam,laptopunun kapağını açtı.Laptoptan hafif bir ses duyuldu.Jason put gibi kalmıştı bir anda etrafındaki hareket karşısında.Stephanie’a baktı,Stephanie başka tarafla ilgilenmekteydi.Birden  1 koltuk hariç tüm masalar dolmuştu.O anda,kapı gürültüyle gıcırdadı ve girişte büyük başkan,Vince McMahon göründü.Toplantıyı hemen başlattılar.Toplantı sırasında Jason,her söyleneni kulağını 4 açarak dinledi.Sonunda,Vince McMahon kendisini işaret ederek,şu anki senaryolar konusunda ne hissettiğini sordu.
 
‘’Evlat,kalk ayağa ve şu anda şirketimizdeki feudların durumundan bahset bize.’’
 
Jason bir anda kilitlense de,Stephanie’ın kaş göz işaretleri sayesinde ayağa kalktı ve üstünü bir çırpıda düzelterek konuşmaya başladı.
 
‘’Efendim,şu anki durumu özetlemem gerekirse hayranlar daha çok hareketli ve tempolu feudlara ayrı ayrı yoğunlaşmak istiyor.Örneğin benim ve Cena’ın feudu şu anda en tepedeki feudlardan biri ancak sürekli bizi görmekten taraftarların sıkıldığını düşünüyorum,çünkü birbirimizin stili uyuşmuyor.’’
Vince hafifçe sırıtıyor ve :
 
‘’Öyle mi ? Hiç sanmıyorum. İkiniz de birer powerhouse’sınız.Söylediğinde doğruluk payı var yine de.Ayrıca,hakkında bir iki şikayet de aldım.’’
 
Jason şaşkın bir ifadeyle Stephanie’a bakıyor.Stephanie de hafif sinirli bir surat ifadesiyle,ve yine kaş göz işaretiyle Vince’ı işaret ediyor.Vince :
 
‘’Mikrofonda seni beğenmemişler.’’
 
‘’Bu bir sorun değil,düzeltilebilir…efendim.’’
 
‘’Bana göre sorun,genç adam.Asıl sorun hayranların eğlendirilmesi ve sen konuşma yaparken 3 kişi uyuyakalmış.Hah! Çocuklara bu işler verilmemeli,değil mi bayan Stephanie?’’
 
Salondan bazı gülüşmeler duyuluyor.Jason bozuntuya vermeden Vince’a dönüyor ve lafı yapıştırıveriyor :
 
‘’Sizin book işine girmeden önce 4.0 olan RAW reytingleri,şimdi 1.3 durumunda.Book’latanda mı suç,oynayanda mı?’’
 
Vince bir anda bozuluyor ve başka bir konuya geçiyor.Jason da,bunun üzerine yerine oturuyor.Stephanie’ın gülümseyerek göz kırptığını görüyor.Triple H de,elini iki kere Jason’un dizine vuruyor.Toplantı bittiğinde,herkes ayağa kalktı.Triple H ve Stephanie da,aynı anda ayağa kalktılar ve çıkışa yöneldiler.Jason,arkalarından yavaş yavaş yürüdü.Asansörün önüne geldiklerinde,Triple H elini uzattı ve Jason’a :
 
‘’Bu gün iyiydin,Jason.Seninle 4-5 saat sonra Minessota’da buluşalım.Techincal Services yola çıktı bile.’’
 
‘’Benim için bir şerefti.’’ Ve Triple H’in elini sıktı.
 
‘’Sizi bekliyor olacağım.’’
 
Dediği anda asansörden ses geldi ve kapılar gıcırtıyla açıldı.Jason,ağır adımlarla içeriye girerek otoparkın bulunduğu katın düğmesine bastı.Stephanie güleç gözlerle Jason’a bakarken,kapı kapanıverdi ve asansör ağır ağır aşağıya inmeye başladı.Asansör,otoparka geldiğinde zınk diye durdu ve kapıları açıldı.Jason hızlı adımlarla arabasına yöneldi.Arabanın içine girdi,anahtarı kontağa taktı ve vitesi R yazılı yere taktı,frene basıp düzlüğe çıktıktan sonra da 1’e takıp gaza bastı.Dolambaçlı yollardan geçti.WWE binası arkasında siyah bir hayal gibi kaybolmuştu ve saat gecenin 4’üydü.Şehrin dışındaydı.Stamford,arkasında kaybolurken Jason’un içi karıncalanmaya başlamıştı.Düşündü sadece…Bomboş otoyolda araba yağ gibi ilerlerken,arkasına takılan BMW artık yoktu.Sadece kendisi ve yol vardı…
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  Backstage
 
5 saat sonra,RAW’ın yapılacağı backstage’daydı.Üstünü değiştirmiş ve artık ‘’Warlock’’ olmuştu.Soyunma odasının kapısını açıp dışarı çıktı.Tag Team Championship kemerlerinden birini elinde tutmaktaydı.Yanından geçen Cesaro’a doğru baktı ve :



‘’Hey,şunu takar mısın?’’ dedi. Cesaro tek kelime bile etmeden kemeri Warlock’un elinden aldı ve önce plaka kısmını öne geçirdi,ardından da altın kaplamalı iğnelerden Warlock’un bedenine uygun olacak kısma getirip deliğe soktu ve kilitledi.Warlock arkasına dönerek :

 
‘’Hey,sağol.’’ Dedi ve ilerlemeye devam etti.Cesaro arkasından bir süre baktı ve yanına gelen Punk’u görmedi.Punk hemen söze girdi :
 
‘’İyi gidiyor,ha?’’
 
Cesaro sadece başıyla onayladı ve ilerleyen Warlock’un arkasından bakmayı kesip kendi işlerine baktılar.Warlock bir süre ağır ağır yürüdü.Kemer belinde olduğundan dolayı daha fiyakalı hissetti kendini.Yürüye yürüye GM odasının önüne geldi ve kapıyı 2 kere tıklattı.Kalın bir erkek sesi geldi bu sefer içeriden.’’Girebilirsin.’’ diye.Kapının koluna bastırdı ve ittirerek açtı.İçeride Triple H Stephanie’ın önündeki koltukta oturuyordu ve GM masası boştu.Triple H kalkıp GM masasına oturdu ve Warlock’a önündeki koltuğa oturmasını işaret etti.Ardından,sandalyede sağa sola sallanarak konuşmaya başladı:
‘’Hoş geldin,Warlock.Bu gün senin için sadece bir maç var,özel bir şey yok.Promo vesaire de yok yani.Sana uygun bir menajer bulana kadar böyle gidecek.’’
 
‘’Menajer mi,neden?’’ diye sormaktan kendini alamadı Warlock.
 
‘’Söylendiği gibi mikrofon yeteneğin berbat.İyi güreşiyorsun ancak…bilmiyorum.Taraftarlar çenesi laf yapan adamı daha çok severler,bilmem anlatabildim mi?’’
 
‘’Anladım.’’

 

‘’O halde şimdi kaldır kıçını ve girişe git.İlk maç senin.Ha bu arada,anlatayım.’’

 
Şov: WWE Raw

Hafta: 2

Yer: Minneapolis,Minessota

Hikaye Adı : Loves From Soviet Russia

Kameralar RAW stadyumunun içini gösteriyor.Ortalıkta herkes başlayacak showun heyecanı içinde.Kameramanlar son hazırlıklarını yaparken Micahel Cole ve Jerry Lawler da announcer masasına yerleşip ekipmanlarını kontrol ediyorlar.Sonunda,hoparlörlerden ;


 
…çalmaya başlıyor ve seyirciler ayağa kalkıyor.Kameramanlardan bir çoğu yayına başlamak için kameraları çalıştırıyorlar ve o sırada ;
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  Raw-opening-pyro-barrage-hq
 
Pyrolar patlamaya devam ederken herkes iyice ayaklanıyor ve yeni başlayacak RAW showu için havaya girmiş oluyorlar.Kameralar bir süre seyircilerde dolandıktan sonra Commentary Team’ı göstermeye başlıyor.
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  Coleking
 
Michael Cole : İyi geceler,Minessota,Amerika ve tüm dünyadaki WWE Fanları! Ben Micahel Cole ve Jerry ‘’The King’’ Lawler ile sizlere bu güzel gecede eşlik etmekten kıvanç duyuyoruz.King,geçen hafta Cena ve Warlock Tag Team şampiyonları oldular.Bu durum hakkında ne diyorsun?

 

Jerry Lawler : Bir şey diyemiyorum Micahel,ateşle barut yan yana durmaz diyorum sadece.

 

Michael Cole : Bu gece ikisini de farklı ve zor rakipler bekliyor.Ayrıca,bu gece WWE Championship contenderlık turnuvası var ve müthiş güreşçiler birbirlerini John Cena ile Royal Rumble’da karşılaşmak için yiyecekler.

 

Jerry Lawler : O halde ne duruyoruz,ilk maça geçelim ! Wade Barrett,The Miz’a karşı!

 
 
Warlock arka planda amaçsız bir  şekilde yürümekteydi.Plazmanın önündeki boş teneke sandalyeye oturup,showun başlangıcını ve Barrett’ın maçını seyretti.Bir süre orada oturduktan sonra,yanına gri tişörtlü,uzun saçlı bir WWE görevlisi yaklaştı.
 
‘’Bay Highlander?’’
 
Warlock beyaz saçlarını havada uçuracak şekilde aniden kafasını döndürdü ve adama doğru baktı.
 
‘’Evet?’’
 
‘’Sıra sizde,efendim.Maçınız hakkındaki yönergeler.’’ Diyerek elindeki karta takılı kağıdı uzattı.Warlock sadece kağıda biraz göz gezdirdi.Ardından ayağa kalktı ve siyah girişe doğru yürümeye başladı.
 
 
Ringde herkes heyecanla yeni maçı beklerken :
 
 
Herkes aniden girişe bakıyor ve  o korkunç manzara görülüyor.Üstünde simsiyah bir atlet,göbek kısmında büyük puntolarla ‘’DEATH (ÖLÜM)’’ yazısı,altında kıpkırmızı ve kuru kafa desenli bol bir pantolon ve spor ayakkabılar…Bir sokak serserisi gibi.Elinde bir kendo stick taşıyor ve elindeki bira kutusunu sıkarak patlatmasıyla girişte atraksiyonu başlatıyor. Seyircilerin nerdeyse tamamı sessiz bir şekilde izlerken,o yavaş yavaş  yürüyor.Aprona doğru bir süre baktıktan sonra,ağır ağır merdivenleri çıkmaya başlıyor.2.iplerden adımını içeri atıp giriyor ve kendo stick’i fırlatıyor seyircilerin arasına.
 
 
 
 
Voices çalıyor ve apronda Randy Orton görünüyor.Klasik umursamaz tavırlarıyla ilerliyor ve seyircilere doğru bakıp sinsi sinsi sırıtıyor.
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  1288134320-orton_wwt_entrance-641225540
 
Ringe de aynı yavaşlıkla giriyor ve turnbuckle’a tırmanıp önce etraftakilere bakıyor.RKO tauntunu da yaptıktan sonra ringe iniyor ve hakem zili çalarak maçı başlatıyor.
 
Yuri Warlock vs. Randy Orton
 
Maça lockup ile başlıyorlar,Orton kıvraklığını kullanarak headlock’a alıyor ve Tiger Spin yaptıktan sonra arkasına geçiyor ve Camel Clutch bağlıyor,elbow strike ile kurtuluyor Warlock ve tekrar lockup’a giriyorlar,bu sefer Warlock yakalıyor  ve Belly To Belly slam yapıyor,tuş deniyor,doğal olarak olmuyor.İkisi yine kalkıyorlar aynı anda,Warlock’tan Irish Whip,ardından da Pull – Back Clothesline geliyor,kolunu bırakmadan bir daha kaldırıyor ve aynı hareketi daha sert bir şekilde yaptığında Orton taklalar atarak yere düşüyor.Warlock işi bitirmiyor,ayağa kaldırıyor ve Pendulum Backbreaker’ı vuruyor.Tuş denemesi,Orton yine kurtuluyor.Bu sefer atak sırası Orton’da,Snap Jab vuruyor bir tane Warlock’un suratına,Warlock sendeleyince headlock’a alıyor ve Atomic Drop yapıyor,ardından da Warlock’un arkasına geçiyor,backbreaker’ını denerken Warlock ayakta kalıyor ve Judo Throw yapıyor,Orton hemen ayağa kalkıyor ve Flying Elbow Smash yapıyor.Warlock yere yuvarlanıyor ve Orton da ayağa yine kalkıyor,köşeye doğru gidiyor ve Warlock hafiften doğrulduğunda Low Dropkick yapıyor ve tuş deniyor,olmuyor.Warlock’u başından tutarak kaldırıyor ve seyircilere doğru sırıtarak baktıktan sonra European Uppercut’u vuruyor.Bırakmadan yine tutuyor ve ardı ardına yumrukları sıralıyor Warlock’un yüzüne.Son kere sert olarak vuruyor ve Warlock bitap bir halde yere düşüyor.Tuş denemesi yine başarısız çıkınca,Warlock’u kaldırıyor ve backbreaker’ını yapmak istiyor.Yapamıyor yeniden,Warlock yine kurtuluyor Judo Throw ile.Ardından da ayağa kalkan Orton’a Big Boot’u tanıştırıyor ve Orton yere yığılıyor.Hızını kesmeden de bir Elbow Drop yapıyor Orton’a.Sonra tauntunu yapıyor ve mounted punch’a giriyor.1 oluyor,taraftarlar bağırıyor,2 oluyor,3 oluyor,4 oluyor,5’incisinde ‘’Kutsal Sovyet! ‘’ diye bağırıyor ve bir daha vuruyor.Ardından da ayağa kalkıyor ve tribünlere selamını veriyor.Orton’u ayağa kaldırıyor,Ring Post Toss yapıyor ve geriye dönerken German Suplex yapmak istiyor ama Orton iki ayağının üstüne düşüyor ve Warlock arkasını döndüğü anda...
 
Loves From Soviet Russia - Part 3  2565985400096156479DgWOrb_ph
 
RKO!Tuş deniyor hemen,hakem bir defa elini yere vuruyor,aynı anda seyirciler de sayıyor.

 

‘’1’’

 

Hakem bir kere daha vuruyor elini yere.

 

‘’2!’’

 

Hakem tam üçüncü defa elini vuracak iken,Warlock kendine geliyor ve etrafına bakmadan direktman omzunu kaldırıyor ve Orton’u üstünden atıyor.Tüm seyircilerden bir ‘’Oooooh!’’ efekti yükseliyor.Orton ellerini başına koyuyor ve tüm dikkatini Warlock’a yönlendiriyor.Yine o kafayı yeme seanslarından birini yaşıyor.Ellerini çılgınca başının üstüne koyuyor ve kalkıyor ayağa,Warlock’un bulunduğu köşenin tersine gidiyor Punt Kick için ! Warlock hafif hafif doğrulurken birden titatrondan Stephanie çıkıyor ve :

 
‘’O hareketi yaptığın anda işini sonsuza dek kaybedersin Orton.’’ Diyor. Ve titantrondan kayboluyor.
 
Orton da bunun üzerine daha da çıldırıyor ve köşedeki turnbuckle padlerinden birini çözüyor. Ardından hala kalkmakta olan Warlock’u tutuyor ve bu demire çarptırıyor,Warlock’un alnı açılıyor.Yere tekrar düşüveriyor.Orton da bunun üzerine VipeRKO tauntlarına başlıyor.Warlock kalkıyor ayağıya,Orton da kalkıyor ve RKO için geliyor,ama Warlock onu itiyor ve kurtulyor,ardından da Spinebuster deniyor,Orton havada kalıyor ve DDT deniyor,Warlock havada yakalayıp kafasını kurtarıyor Orton’dan ve Spinebuster’ı sonunda vuruyor.Tuş deniyor.

 

‘’1…’’

 

‘’2…’’

 

Orton bu sefer kurtulan oluyor ! Warlock artık ümitsizlik durumunda yerde yatmakta.Orton ayağa kalkıyor ve tekrar VipeRKO tauntu yapıyor.Warlock ayağa kalkıyor,Orton’dan RKO geliyor ! Tam tuşa gitmişken hakem dışarı çekiliyor biri tarafından.Orton ayağa kalkıp bakıyor,ringin dışında Cesaro,ellerini açmış bir şekilde Orton’a bakıp sırıtıyor.Orton ile laf dalaşına girmişken,Warlock fırsatı görüyor ve direktman rollup yapıyor,hakem de içeri giriyor ve saymaya başlıyor.

 

‘’1’’

‘’2!’’

‘’3!’’

 
Anonsör Warlock’un adını anons ediyor ve arenada tekrar Sovyet marşı çalıyor.Orton şaşkınlık içinde etrafına bakarken Warlock ordan çoktan tüymüş oluyor,Cesaro da keza öyle.Orton bunun üzerine sinir krizi geçiriyor ve hakeme RKO yapıyor !                                               
 
 
Warlock koşa koşa minitronu geçtiğinde tekrar ‘’Highlander’’ oluyor.Açık alnından akan kan,beyaz saçının bir bölümünü boyamaya devam ederken Jason eliyle kanın bir kısmını siliyor.Kaslı boynuna akan kan yüzünden iyice korkutucu bir görünüme kavuşsa da,yürüye yürüye pansuman odasına gidiyor.Kapının önüne geldiğinde,kapının kolunu çeviriyor ve itiyor.İçerideki tentürdiyot kokusu yine Jason’un suratına vurup onu bir süre sersemletiyor.İçeriye doğru yavaş adımlarla geliyor.Rafları karıştıran doktor Jason’u görünce sedyenin başına geçiyor.Jason,adımları kullanıp üste çıkıyor ve oturuyor.Doktor,latex eldivenlerden bir çift alıp eline takıyor ve Jason’un başında açılan yaraya bir göz atıyor.Ellerini,yaranın çevresinde gezdiren doktor :
 
‘’Neyse ki fazla yarmamışsın,Highlander.Dikişe gerek yok.’’ Diyor ve yan masada duran gazlı sargı bezlerinden birini alıyor ve yaranın bulunduğu kısıma tutturuyor,ardından da normal sargı bezini başından bağlayarak tutturuyor.
 

‘’Şimdi gidebilirsin.’’ Diyor. Jason da teşekkür bile etmeden ayağa kalkıp odadan çıkıyor.Yavaş yavaş yürüyor,arkasından onu takip eden bir iki kişiyi görmeden.Soyunma odasına giriyor ve kendi banklarından birine oturuyor.Kapının gürültüyle açılma sesi yüzünden ayağa kalkıyor…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ace of Diamonds
Emekli
Emekli
Ace of Diamonds


Mesaj Sayısı : 3658
REP Puanı : 53
Kayıt tarihi : 09/08/12

Loves From Soviet Russia - Part 3  Empty
MesajKonu: Geri: Loves From Soviet Russia - Part 3    Loves From Soviet Russia - Part 3  EmptyÇarş. 23 Nis. 2014, 18:04

Orton'un eline vermişiz güzel.Vince'e de ayar vermen iyi olmuş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
The King Of Spear
Main Eventer
Main Eventer
The King Of Spear


Mesaj Sayısı : 631
REP Puanı : 3
Kayıt tarihi : 27/02/12
Yaş : 29
Nerden : Rol var dediler geldik :)

Loves From Soviet Russia - Part 3  Empty
MesajKonu: Geri: Loves From Soviet Russia - Part 3    Loves From Soviet Russia - Part 3  EmptyÇarş. 23 Nis. 2014, 20:15

Warlock Reyiz yardırmaya devam ediyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Loves From Soviet Russia - Part 3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PWE  :: Genel :: ÇÖPLÜK-
Buraya geçin: