PWE Paul Heyman Podcast with Dave Batista

Paul Heyman: Bayanlar ve baylar, benim adım Paul Heyman. Paul Heyman Podcast'ın ilk bölümüyle sizlerleyiz. Bilirsiniz ki ilkler her zaman özeldir ve ben de bu ilki daha da özel kılabilmek için sizlere bomba bir konuk getirdim. Dave Batista! Podcast'e hoş geldin Batista.

Dave Batista : Hoşbulduk Heyman.

Paul Heyman: Öncelikle dikkatimi çeken bir şeye değinmek istiyorum. Hala fitsin dostum. Her hafta PWE'ye geri dönebilecekmiş gibi yaşıyorsun anlaşılan.

Dave Batista: Güreşi bıraksam da güreş beni bırakmıyor (Güler). Gerçi sadece güreş için değil kendim yaşam standardını geliştirmek için çalışıyorum. Tabi film çevirdiğimizde özellikle çok yoğun bir tempoda zinde kalmamız gerekiyor, neticede çıkan vücut bu.

Paul Heyman: Senin gibi adama mütevazılık hiç yakışmıyor. (piç gülücüğü)

Dave Batista: Karakter herkese nasip değil, ondandır biraz da. Pardon, izninle. (Gözlüğünü takar.) Işık gözüme vurdu da.

Paul Heyman: Evet, şimdi gerçekten Batista ile konuşuyormuş gibi hissediyorum. O zaman beş çayı havasında giden bu muhabbeti biraz daha heyecanlı hale getirelim. 

Dave Batista: Yol senin, Heyman.

Paul Heyman: Öyleyse ilk sorumla başlıyorum. Uzun zaman sonra PWE'ye geri dönüyorsun, tek bir maç için. Jübile gibi yani. Maçtaki rakibinden maçın türüne kadar her şeyin seçimi senin ellerinde. Böyle bir durumda PWE Evreni nasıl bir şeyle karşılaşırdı?

Dave Batista: (düşünür) Bilmem, biraz düşünmek lazım. Belki de Goldberg'le olurdu, selamlar Bill, nasıl gidiyor ? Tabii ki de Hardcore, ya da Hell In A Cell.

Paul Heyman: Bu bir kaos demek.

Dave Batista: PWE fanları çok sever onu.

Paul Heyman: PWE'ye veda etmenle ilgili konuşmak istiyorum.

Dave Batista: Neyi bilmek istiyorsun?

Paul Heyman: Bu bir istifa mıydı? Yoksa  Vince seni kapının önüne mi koydu?

Dave Batista: Vince beni kapının önüne koymuş olsa Hall Of Fame olmazdım, değil mi? Film meseleleri, olaylar derken bir artık akşamları botları giyip ringe çıkmak istemediğimi farkettim, olan bu. Ara sıra o his geliyor ve dindirmek için ringe çıkıyoruz burada. (Gülümser)

Paul Heyman: Evet, sanırım bu açıklayıcı oldu. Öyleyse diğer soruma geçiyorum.

Bir zamanlar yaratıcı ekipte Jimmy Jacobs ile iş birliği içinde olduğunu PWE Evrenine duyurmam da bir sakınca yoktur umarım. Senin için de bir sakıncası yoksa biraz bu konuyu eşelemek istiyorum.

Dave Batista: PWE'a ikinci geri dönüşüm için creative control istemiştim. Çünkü ilk sefer burada olduğumda son derece saçma senaryolara girmiştim, Cena'nın karısını kaçırmak gibi.  Benim kişiliğime aykırı şeyler. Vince McMahon o yetkiyi verdiğinde Massacre Club fikri zaten bir süre sonra otomatik oluştu. Creative'deki çoğu fikir bana aittir, mesela Royal Rumble'da Edge ile olan maçımda kendim için 10 yerine 20 saydırmam gibi. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda Jacobs'un kendine gayet iyi bir iş çıkardığını söylememde fayda var. PWE hiç olmadığı kadar iyi.

Paul Heyman: Arka alandaki çoğu kişi senin bir güreşçinin kariyerini sonlandırdığını savunuyor. Bu ismi söylememe izin verirsen buradan devam edeceğim.

Dave Batista: Merak ettim, kim acaba? Benim ring içinde yaptığım hiç bir kötü, sakatlayıcı hareket olmadı.

Paul Heyman: Zaten bu olay sen ringdeyken değil, sen ring dışındayken oldu.

Dave Batista: Tam olarak hatırlamıyorum biri bana hatırlatsın o halde.

Paul Heyman: Sami Callihan desem.

Dave Batista: Sami Callihan mı? Callihan ile konuştuğumu bile hatırlamıyorum. Ruh gibi bir tipti arka alanda. Odasında takılır, maç saati gelince dışarı çıkıp yapardı işini. Bir tane arkadaşı vardı, eski şampiyon... adı neydi? Hah, Ambrose. Onla takılırdı. Ama hiç onla aynı yerde bulunduğumu bile hatırlamıyorum.

Paul Heyman: Peki o zaman şöyle sorayım. Ona hak ettiği değeri verdiğini düşünüyor musun?

Dave Batista: Heyman, doğru dürüst tanımıyordum ki adamı.

Paul Heyman: Tanıdığın güreşçiyi main eventer tanımadığını jobber mı yaptın yani? Sanırım başka konuya geçmeliyim çünkü eğer bunu uzatırsam PWE 50'de seyirciler sana tezahürat yerine bira şişeleri fırlatacak.

Dave Batista: Bir kaç şeyi düzelteyim burada. Birincisi, tanıdığım adamlar zaten şirketin en iyi adamlarıydı. Biz CWE'den beri buradaydık ve yönetim sürekli değişir ancak biz kalırdık. Yeni gelenler her zaman için girmekte zorlanırdı. Şimdi de durum keza aynı. Ancak Ambrose'ı tanımadığım halde şampiyon yaptım. Edge'i şampiyon yaptım. Bunlar göze batmıyor. Ancak ki Callihan gibi birisini bu statüde tuttuğum için bana bira şişeleri fırlatılacaksa o halde fırlatsınlar, çünkü işimi doğru yaptım. Reytingler 7-8 dolaşırken kimse bir şey demedi bana, niye bu adam jobber diye. Brock Lesnar'a bakın, Ziggler'a bakın. Onlar da öyleydiler, sonunda kazandılar. İş biraz da sabırda. Şimdi devam edebilirsin.

Paul Heyman: Brock Lesnar kazandı demek ha?

Dave Batista: Evet. Şampiyon olan adam kazanmış demektir. Tarihte adın yazdığı sürece ölümsüzsün.

Paul Heyman: Bence bu konu tartışmaya açık. Ama takdir edersin ki şimdi yeri değil. Dışarıda sigaralarımızı tüttürerek bu konuyu daha rahat tartışabiliriz. Şimdi devam etmek istiyorum. Şu an hala yaratıcı ekipte olsaydın şampiyon listen nasıl olurdu?

Dave Batista: Şu anda kimler şampiyon? Olaydan biraz koptum.

Paul Heyman: PWE Şampiyonumuz Drew Mcintyre, Dünya Ağırsiklet Şampiyonumuz Adam Cole, Kıtalararası Şampiyonumuz Randy Orton, Wildcard Şampiyonumuz The Miz, Tag Team Şampiyonlarımız Luke Gallows & Karl Anderson, Hardcore Şampiyonluğu ise Vacant reisimiz tarafından taşınıyor.

Dave Batista: Hardcore nasıl boş? Saçmalık. Hemen şu anda canını ve kanını biraz akıtabilecek birini bulup verirdim. PWE Şampiyonu iyi ama daha iyi olabilir. Rollins mesela. Ağırsiklet şampiyonuna yorumum yok. The Rock olsa daha iyi olabilirdi belki. Kıtalararası Şampiyonu iyi, değişikliğe gerek yok. Wildcard'a eski bir ana kemer şampiyonu koyup prestijini arttırabilirdik. Tag Team divizyonu çok dar o yüzden bişey diyemem.

Paul Heyman: Kesinlikle çok mantıklı yorumlardı. Yine genel konular üzerinden devam edelim o halde. Biliyorsun ki Dean Ambrose ve Seth Rollins PWE'nin en önde gelen iki sancaktarı konumundalar. Bu en başından beri böyle devam ediyordu çünkü yerlerine göz dikebilecek kalıcı bir aday hiç bir zaman olmamıştı. Ancak PWE şimdi ikisini aratmayacak potansiyele sahip iki yeni isime sahip oldu. Bahsini ettiğim isimler The Miz ve Sheamus. PWE'yi fazla takip etmediğini biliyorum ancak illaki bu çocuklar ile ilgili bir şeyler duymuşsundur. Onlar hakkındaki düşüncelerin neler?

Dave Batista: Sheamus hakkında bayağı duydum evet. Gerçekten çok sıradışı bir insan. Hatta bir anısını okumuştum, milli bayram esnasında hastanede ziyaret ettiği bir çocuk buna "senin neden kemerin yok?" diye sormuş. İçerlemiş sanırım biraz (Kahkaha atar). Miz'i takip etmedim son zamanlarda. Diyeceğim şu, Jacobs işini bilir.

Paul Heyman: Bitirme vaktimiz yavaş yavaş yaklaşıyor. Son bir kaç soruyla toparlamak istiyorum. Sorum şu. Eğer PWE'de birisini veliahtın olarak göstermen gerekseydi bu kişi kim olurdu?

Dave Batista: Yaş önemli mi? (Kahkaha atar) Eğer değilse Goldberg. Önemliyse Christian. (Bir süre bekler) Hadi sana kıyak olsun, bir de Sheamus.

Dave Batista: Eski kafalı demesinler diye dedim.

Paul Heyman: İnsanları umursayan bir Batista ha? Bu sohbetin beni şaşırtacağını biliyordum ama bu kadarını gerçekten beklemiyordum. 

Dave Batista: Yıllar değiştiriyor. Ben de yaşlandım tabi. Artık o "asshole" Batista yok.

Paul Heyman: Kesinlikle bunun farkındayım. Öyleyse yeni Batista'ya son sorumu sormak istiyorum.

Dave Batista: Sor bakalım.

Paul Heyman:  Şirkette, imkanım olsa hiç beklemem kapının önüne koyarım dediğin bir isim var mı? Bonus olarak da yeni Massacre Club'un hakkında ne söyleyeceksin?

Dave Batista: Şirkette hiç bir zaman boş adam olmaz o yüzden yok. Massacre Club hakkında da söyleyeceğim gayet iyi bir stable. R-Evolution zamanlarımı özletmiyor değil.

Paul Heyman: Bu iyi bir cevaptı. Evet Dave, programın sonuna geldik. Bana dobra cevaplar verdiğin ve her şeyden önce programıma katıldığın için teşekkür ederim Batista. Umarım senin içinde keyifli olmuştur.

Dave Batista: Evet, teşekkür ederim Heyman. PWE 50'de görüşürüz.

Paul Heyman: Bayanlar ve baylar, benim adım Paul Heyman ve Paul Heyman Podcast'in ilk bölümünün sonuna gelmiş bulunmaktayız. İlk bölüm, neye para ödeyeceğinizi bilin diye bedava olarak yayınlandı ancak bundan sonraki bölümler için kendinize PWE Network hesabı almalısınız. Çok değil yalnızca 14.99 $. Bana sorarsanız, Paul Heyman Podcast için değer. Gelecek haftaya görüşmek üzere...