The Rock: Bayanlar ve baylar, bir Rockcast ile daha sizlerleyiz. Yine muhteşem bir Rockcast olacağından hiç şüpheniz olmasın. Neden olsun ki? Programın isminde 'Rock' geçiyor ve en önemlisi programı The Rock sunuyor. Ancak yine de The Rock bunun arkasına sığınmadı ve sizlere bomba gibi bir konuk getirdi! ''The Celtic Warrior'' Sheamus! Hoşgeldin fella. (Durup dururken sinsice gülmeye başlıyor.)
Sheamus : Hoşbulduk fella. Her zamanki gibi keyfin yerinde. Niye güldüğünü sorabilir miyim ?
The Rock: Birden aklıma senin Brian Kendrick'e yenildiğin aklıma geldi fella kusura bakma. (Bu sefer de kahkaha atmaya başlıyor)
Sheamus: Buraya gelirken aklıma Massacre'den bir kamyon dolusu dayak yediğini düşünerek geldim Rocky. Hangisi daha komik fella (tebessüm eder)
The Rock: (Bir anda kahkahası yarı da kesilir) Sanırım seninki. (Yeniden kahkaha atmaya başlar.)
Sheamus: (gülerek) Bunları konuşmayacağız öyle değil mi fella? Seninle taşıdığı taşakları hakeden iki kişi gibi konuşacağız sanıyordum.
The Rock: Kusuruma bakma fella. Biraz sinirlerim bozuk. Ama Brian Kendrick ne lan? (yeniden kahkaha atmaya başlıyor) Oh, tamam bu kadarı yeterli. Tekrardan hoşgeldin dostum. (El sıkışıyorlar)
Sheamus: Hoşbulduk Rocky. Seninle maça çıkmadan bu konuşmayı yapmak biraz garip hissettirdi.
The Rock: Rahat ol fella. Ben burada Jacobs'la 45 dakika geçirdim. Emin ol bundan daha garipti. Daha çok... çekilmezdi. Ama ne yaparsın ekmek parası işte. (Sırıtır)
Sheamus: Daha fazla krep yemek için ek iş? İşte bunu takdir ettim fella. (sırıtır)
(Rock'ta sırıtır.)
The Rock: Yavaş yavaş ısınıyor gibisin ha fella? Öyleyse buna yardımcı olmak için yavaş yavaş sorulara başlayalım.
Sheamus: Akıt gelsin fella.
The Rock: Biraz önce bununla alay ettim ama aslında bu ciddi bir konu. Hatta biraz daha geriden sardığımızda iş daha da ciddileşiyor. WrestleMania II'den sonra işler Sheamus için pek iç açıcı olmamaya başladı. Senin için muhteşem geçen 84 ''lanet olası'' günün ardından bir duvara toslamış gibisin. Önce Ziggler, sonra Balor ve son olarak bir çaylak. Açıkçası bütün olaylar senin için handikaplı bir şekilde gelişti ancak yine de gerçekten son derece berbat bir durum. Sen bu duruma nasıl bakıyorsun fella?
Sheamus: Aslına bakarsan, bu durumu her ne kadar alttan almaya çalışsam da, beni çok rahatsız ettiğini söylemeliyim fella. Hattaa dediğin gibi 84 muhteşem günün ardından fazlasıyla hızlı bir gerileme oldu. Nasıl derler, yükseğe çıkmanın kötü yanı, düşüşün daha sert olmasıdır.
Sheamus: Elbette kalkacağım. İlk geldiğim günleri hatırlarsın fella. Benim bu noktaya ulaşacağımı kim tahmin etti ki ? Bunula ilgili elbette bir planım var. Ancak neler olacağını zaman gösterecek. Savaşın en hararetli günlerini yaşadığım gibi, en sakin günlerini de doğru biçimde yaşamaya çalışıyorum. Düşünerek!
The Rock: Tarzını seviyorum adamım. Şimdi seninle WrestleMania II sonrası hakkında konuşalım. Balor ve Ziggler'le yaşadıklarını kenara attığımızda senin için boşluklar daha fazla oldu. Bu boşluklar sayesinde olaylar hakkında en az spiker masasında oturanlar kadar fikir sahibisin. Öyle değil mi?
Sheamus : Elbette öyle. Hatta bu biraz hoşuma bile gitti diyebilirim. Yani PWE'de ulaştığım başarılar, girdiğim savaşlar ve dolayısıyla kazandığım savaşların büyüklüğü.. Kısacası fella, bunca sert geçen günlerin ardından, aksiyonların doğrudan içinde olmasam da, yine de ismimin varolduğu ve duyulduğu her an, tedirginlik ve bir korku oluşturduğumu görmek beni iyi hissettiriyor. Bilirsin işte..
The Rock: İyi bilirim fella.. WrestleMania II senin şu an bulunduğun konumu tescillemende büyük rol oynuyor. O büyük gece de dört kişiydiniz ve bu dördünüz içinde geçerli. Ama genel olarak baktığımızda WrestleMania II'den sonra PWE'de şansı yaver giden tek bir isim var ve o da şüphesiz Dolph Ziggler. The Miz yakında çıkacak olan filmine koştu. Christian'a Samoa Joe çarptı ve senin hakkında da deminden beri konuşuyoruz zaten. Ama Dolph'a baktığımızda, WrestleMania II ona daha çok yaramış gibi duruyor.
Sheamus: WrestleMania II'de ki rakiplerimi, her seferinde küçümsemeye çalıştım. Onlardan daha iyi olduğumu farklı biçimde, onlara baskı kurarak anlatmaya çalıştım. Ama bu ne Miz'e, ne Christian'a, ne de Ziggler'e saygı duymadığım anlamına gelmiyor. WrestleMania gibi büyük bir atmosferde, geceyi kapatacak olan maça katılmaya hak kazanmış herkes, bişeyleri kanıtlamış olmalı ki orada yer aldılar. Miz Royal Rumble kazananı olarak oradaydı. Christian ona verilen şansı iyi kullandı. Ziggler ise World Heavyweight Champion olarak oradaydı. Söylediklerinin çoğuna katılıyorum fella. Ziggler belli bir çizgide ilerlemeyi başardı. Ancak o sürekli haritasını değiştiren ve bir hafta içinde farklı bir yüzünü görebileceğimiz birisi. Bir gün harika bir maç çıkarabilir ve izleyenlere harika dakikalar yaşatabilir. Ancak başka bir gün o kadar kolay bir mağlubiyet alır ki, bir daha onun yüzünü kimse görmek istemez. Ziggler'e karşı sanırım kin beslemem gerekiyor fella. Beni uzun bir süre buradan uzak tuttu. Ama beni sakatlamış olması, onu benden ya da buradaki pek çok kişiden daha iyi yapmıyor. O yanında birilerini gezdirmek zorunda. Aksi halde rayından çıkan bir trene dönüşür ve ilk çarptığı yerde en büyük hasarı kendisi alır. Ziggler herşeyi kazanabilir ama asla gerçek bir savaşçı olamaz.
The Rock: Fazla dolmuş gibisin ha fella? (sırıtır) Yine WrestleMania II sonrası dönemden devam edelim. WrestleMania'dan sonra Punk yine ortaya çıktı. Yine şirketi kurtaracağım falan filan dedi sonrasında PWE evreninin en saçma olaylarından birine daha imzasını attı ve çekip gitti. Bu olaya nasıl bakıyorsun? Kendine özel bir Cash In'in olsun ister miydin fella? (piç gülüşü atar)
Sheamus: CM Punk gerçekten anlayamadığım nadir heriflerden birisi. Farklı bir tarzı var ve seyirci tarafından her zaman büyük destek gördü. Tam bir kötü adam değil ancak yaptıkları çoğu zaman sadece kendi işine yaradı. PWE'yi kurtarma hikayelerinden her zaman nefret etmişimdir. PWE hiçbir döneminde kurtarılmaya ihtiyaç duymadı ve hiçbir zaman da duymayacak. Bugün The Celtic Warrior en uzun saltanatın sahibi. Ancak birisi çıkacak ve bu saltanatı daha da uzatacak. Defalarca şampiyon olacak ve bunun için kendisine özel bir Cash-In ya da patrondan rötarsız Title Match bileti almasına gerek bile duymayacak. Sanırım anlatabilmişimdir ha fella ? (Sırıtır)
The Rock: İyisin fella.. PWE'nin yalnızca kayıpları olmadı tabi, bunun yanı sıra PWE'de WrestleMania II öncesinde gölge de kalanlardan çoğu durumu lehine çevirmeye başardılar. Yeni isimlerde cabası. Boşta kaldığın zamanlarda PWE'yi takip ederken dikkatini çekmeyi başaran isimler vardır herhalde.
Sheamus: PWE'de gerçekten bişeyler yapmaya çalışanlar var elbette. Eskiden burda olupta tekrar göz önüne çıkanlar, dediğin gibi yei isimler.. Eski takım arkadaşım Cesaro, en çok gelecek gördüğüm isimdi. Ama çok fazla hatası var ve bu hatalarını egosuyla düzeltemez. Burada bir antrenör veya koç gibi konuşmak istemem fella ancak yeteneğini boş yere harcıyor. Bunun dışında gerçekten çok fazla gereksiz var. Vaktim olsa hepsini İrlanda'ya yüzdürüp sonra geri getirirdim ama bende daha fazla bira için ek iş yapıyorum. (güler)
The Rock'ta gülmeye başlar.
The Rock: Eğer Kreplere harcadığımdan biraz artarsa sana destek çıkarım fella. (ikiside sırıtır) Evet fella, bitirme vakti yaklaşıyor. The Rock'un sana son bir sorusu olacak. Gerçek bir cevap istiyorum. PWE'de en çok kimin şeker kıçını tekmelemek istiyorsun?
Sheamus: Kıçı şeker mi değil mi bilmiyorum fella. Ancak kıçını büyük bir zevkle tekmelemek istediğim kişi DWAYNE '' THE ROCK '' JOHNSON! (sırıtır)
The Rock: Şu işe bak sen. Canlı yayında büyük tesadüf!
Sheamus: Öyle mi dersin?
Sheamus bir anda ayağa kalkıyor. Hemen ardından The Rock'ta kalkıyor ve dip dibe geliyorlar.
The Rock: Kesinlikle. Sami'yle işim bitse de bunu bir an önce Sheamus'a söylesem diye bekliyordum.
Sheamus: Bunu duyduğuma sevindim.
The Rock: Güzel.
Sheamus: Öyle.
The Rock: Necati!
Necati bir bira getirir ve program boyunca Sheamus'un oturduğu kısıma koyar.
The Rock: Profesyonel nezaket olarak düşün.
Sheamus biradan bir yudum alır ve yerine koyar.
Sheamus: Teşekkür ederim fella.
The Rock: Ben teşekkür ederim fella. Güzel bir program oldu.
Sheamus: Eminim maçta öyle olacak.
The Rock: Şüphen olmasın.
Sheamus: Hiç şüphem yok.
The Rock tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakarken Sheamus son derece ciddi. Bu görüntüler eşliğinde kameralar kapanıyor.
Konu: PWE RockCast with ''The Celtic Warrior'' Sheamus! 
