PWE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

PWE

Türkiyenin en kaliteli ve en iyi RPG'sine hoşgeldiniz. Sevdiğiniz karakterin kariyerini yönetmenin keyfini çıkarın.
 
AnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 Yarım Kalan Şeyler...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
The Brahma Bull
Main Eventer
Main Eventer
The Brahma Bull


Mesaj Sayısı : 2981
REP Puanı : 34
Kayıt tarihi : 13/01/16
Nerden : Samsun

Yarım Kalan Şeyler... Empty
MesajKonu: Yarım Kalan Şeyler...   Yarım Kalan Şeyler... EmptyC.tesi 11 Ağus. 2018, 16:31

Yarım Kalan Şeyler... Source
The Miz:

PWE'ye ilk geldiğim günü hatırlıyorum. Dean Ambrose ve Seth Rollins herkes tarafından kıskanılacak derecede bir öneme sahiptiler. Şirket adeta onların etrafında dönüyordu ve daha ilk günden bu benim için çekilemez bir hal almıştı. Bunu hiç bir zaman kabullenmeyi düşünmedim ve kabullenmedim de. Kabullenmedim çünkü ben bu hegomanyayı yıkabilecek güce sahiptim. Detaylarda boğulmaya gerek yok, filmin sonu tıpkı başından belli olduğu gibiydi, o hegomanyayı yıktım!  Ve şuna eminimki bu şirketteki çoğu kişinin sahip olmak istediği, geri kalanında hayalini bile kuramadığı bir kariyere sahibim. Monolog gibi konuşmak hiç tarzım değildir ancak bugün kısa bir süreliğine monolog olmam gerekiyordu. Monologluk kısmını bitirdiğimize göre neden burada olduğum hakkında biraz daha açık konuşalım. Kariyerimin içinde yer alan bir kanser var ve bu kanser için buradayım. Kanserin adı ise, CM Punk... 
...


 Öncelikle şunu anlamanı istiyorum Punk, bütün bu yaşananlar, Tension Main Event'ini sizi pataklayarak çalmış olmam, şu anda senin hakkında konuşma fırsatımın olması veya bu konuya ilişkin herhangi bir şey. Bütün bunların hiç birisine torpil diyemezsin. Şuna emin olabilirsin ki, bu şirketin çatısı altında bulunan her hangi bir yerde torpilin adı dahi geçse ben her zaman karşı tarafta bulunurdum. Hemde her zaman. Torpil hırsızken ben polis olurdum. Torpil çürük dişken ben diş hekimi olurdum. Torpil sigarayken ben ALO 171 olurdum. Söylediğim gibi, her zaman torpilin karşısındaydım. Örneklerim senin için yeterli değilse sana banka hesabımı göstereyim. Çünkü eğer gerçekten senin gibi torpile ihtiyacım olsaydı, Ziggler'inkinden çok daha büyük bir hisseye sahip olacak varlığa sahipken, buraya güreşçi sıfatı altında dönmüş olmazdım. Demek istediğim şu ki Punk, bu bir torpil değil; bu bir intikam! 

Aslında sana burada durmuş sana açıklama yapıyor olmam fazlasıyla gereksiz ancak o kadarda yadsınacak bir durum değil. Özellikle de beni torpille suçlayan kişinin sen olması durumuyla karşılaştırıldığında normal bile sayılabilir. Sahiden Punk, nasıl oluyor bu? Yediğin onca boktan sonra nasıl oluyor da insanları bu şekilde suçlayabiliyorsun? Peki ya şu anda seni 'kahraman' olarak gören köylülere ne demeli? Bütün bunlar gerçekten fazlasıyla sinir bozucu ancak yinede sorun değil. Bununla başa çıkabilirim. Sen Vince McMahon'un pantolonunun fermuarının arasından çıkardığın cash in e rağmen bu şirkette 'kahraman' muamelesi görürken ben Skulls and Bones'a kadar bekleyebilir ve orada senin suratına sağlam bir yumruk indirebilirim. 
 Aslında bunların hiç birisini yapamdan yalnızca karşına dikilip dursam bile seni yenmiş olurum. Çünkü böyle yapmam bile herkesi senden çok daha iyi olduğuma ikna etmeye yeter. Neticesinde ben bu şirkette kimsenin asla sahip olamayacağı bir başarıya imza attım. PWE Tarihinin en büyük maçını kazandım. Hiç bir gücün daha büyüğünü gerçekleştiremeyeceği bir maçı zaferle sonlandırdım. Yani yüzyıllarda geçse, PWE tarihinin en büyük maçının kazananı olarak anılacağım. Anlıyorsun değil mi? Peki bu işi böylesine garanti etmişken burada ne arıyorum? Tam olarak seni arıyorum Punk. Sen o lanet torpilini kullanarak benim kariyerimi lekeledin. Sen ve yanındaki iki orospu kırması. Tarihin en büyük ünvanıyla kusursuz ve tartışmasız bir saltanata sahip olabilecekken senin o boktan torpilin yüzünden iki başarılı kemer savunmama gölge düştü ve ona adaletsiz bir şekilde veda ettim. Belkide o siktiğimin engereği beni eninde sonunda avlayacaktı ancak rövanş hakkımı kullanarak bana ait olanı geri almam işten bile değildi. Sen benim rövanş hakkımı çaldın. Evet tam olarak böyle yaptın, onu çaldın! İşte bu yüzden sen lanet olasıca bir orospu çocuğusun ve orospu çocuklarından nefret ederim! Skulls And Bones şovu sona erdiğinde senin o yerden kalkamayacak halde olman için elimden geleni yapacağımdan ve bana ait olanı alacağımdan hiç şüphen olmasın Punk. 

...


Miz kameraman eşliğinde arka alanda ağır adımlarla dolaşmaya başlıyor. Çok geçmeden bir yerde duraklıyor ve konuşmaya devam ediyor.


Bray, Bray, Bray... Kim olduğumu biliyorsun ha? Hahahaha. Komik adamsın Bray. Şu akıl oyunları, esrarengiz laflar, giyimin, sakalların... Doğrusunu söylemek gerekirse tarz sahibisin dostum. Her ne kadar sen bu ringdeyken insanlar kendilerini sirke gelmiş gibi hissetse de, bu tarz sana ait ve eşsiz. Gidip insanlara tarzının eşsiz olduğundan bahset, Dean Ambrose'u nasıl alt ettiğini anlat veya sakallarını hangi tarakla taradığını falan söyle veya bu tarz şeyler işte. Çünkü böyle şeylerden bahsetmen bile benim kim olduğumu bildiğini söylemenden daha mantıklı. Çünkü benim kim olduğum hakkında hiç bir fikrin yok. Ama nevar biliyor musun? Derdimin Punk ile olmasına rağmen, senin piyangodan çıkmış olmana rağmen diğerlerinin yapamadığı bir şeyi yaptım ve seni çözdüm ve ne var biliyor musun? Sen İsa'nın reenkarnasyonu değilsin Bray. Sen sadece zeki, fırsatçı ve üçkağıtçı herifin tekisin. Oyun oynamayı seviyorsun ve bu ringe çıkıp direkt olarak kemer şansı istemek senin oyununa ters düşüyor. Bu yüzden seni kemere ulaştırabilecek bir kurban lazımdı ve ilk şovdaki 4'lü den herhangi birisi senin için fazlasıyla yeterliydi. Ancak bir sorun vardı, Bray Wyatt'in o koca götü bir gecede iki maçı kaldıracak durumda değildi. Üstelik o adamları yenebileceği konusunda kendinden eminde değildi. Ama bir tanesi vardı ki, Bray Wyatt için biçilmiş kaftandı. Arkasından bıçaklanacağı çok bariz olan Dean Ambrose. Ambrose'dan başka herkes Sami'nin bunu yapacağının farkındaydı. En çokta sen değil mi Bray? Ambrose'u yenmek seni direkt olarak main event potasına iteleyecekti ve Ambrose'u yenmen için çok büyük bir koza sahiptin. Bu kozla özenle seçtiğin garip lafları, sister abigail saçmalıklarını ve benzeri şeyleri birleştirdiğinde insanlar şunu diyeceklerdi ve aslında dedilerde; Bray Wyatt esrarengiz bir galibiyet alıyor... Ne plan ama! Peki şimdi ne yapacaksın Bray? Ringe bir şişe suyla gelip içinden Poseidon'u mu çıkaracaksın? Ben söyleyeyim. HİÇ BİR ŞEY YAPAMAYACAKSIN! NE SEN NE DE PUNK BENİM KÖŞEDE PWE ŞAMPİYONLUĞUNU KUTLAYIŞIMI İZLEYEMEKTEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY YAPAMAYACAKSINIZ! 

ÇÜNKÜ BEN THE MIZ'İM! VE BEEN.... HAAARİİKAAYIIIMM!!!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yarım Kalan Şeyler...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PWE  :: PWE RPG :: Backstage-
Buraya geçin: