PWE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

PWE

Türkiyenin en kaliteli ve en iyi RPG'sine hoşgeldiniz. Sevdiğiniz karakterin kariyerini yönetmenin keyfini çıkarın.
 
AnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 adamantem

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Ace of Diamonds
Emekli
Emekli
Ace of Diamonds


Mesaj Sayısı : 3658
REP Puanı : 53
Kayıt tarihi : 09/08/12

adamantem Empty
MesajKonu: adamantem   adamantem EmptyC.tesi 22 Ara. 2018, 14:53

0.5 - remembrances

şunu bilmenizi isterim.

ben kesinlikle kötü bir adam değilim. yaptığım şeyleri yapıyorum çünkü yeniden mağdur olmak istemiyorum. bunun nasıl bir duygu olduğunu anlayamazsınız çünkü siz dibi görünce her şeyi elinden bırakan ve asla yükselmek için ümidi olmayan insanlarsınız.

ne yazık ki ben farklıyım. uzun bir yoldan geçtim. bir sürü fedakarlıklar yaptım. metamorfoza uğradım. köprüleri yaktım. bir sürü düşman edindim.

ama...

artık buradayım. dünyanın tepesindeyim. tek bir santim bile oynatamayacağınız tahtıma oturmuş sizin hayatla mücadelenizi izliyorum.

bütün bunlar olurken bu yolun hiç bir saniyesi aklımdan çıkmıyor. ve bu yolun ilk başladığı zamanı bile çok iyi hatırlarım....

uzun bir hikaye olacak çocuklar, arkanıza yaslanın, içkinizden bir yudum alın ve sizlere asla gerçekleştiremeyeceğiniz şeyleri nasıl gerçekleştirdiğimi anlatmama izin verin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Klaus Meine
Emekli
Emekli
Klaus Meine


Mesaj Sayısı : 2545
REP Puanı : 34
Kayıt tarihi : 02/02/12
Yaş : 26

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyC.tesi 22 Ara. 2018, 14:56

sağlama benziyor hadi bakalım
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Oberyn Martell
Main Eventer
Main Eventer
Oberyn Martell


Mesaj Sayısı : 2111
REP Puanı : 32
Kayıt tarihi : 14/01/16
Yaş : 23
Nerden : Cincinnati, Ohio

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyPaz 23 Ara. 2018, 01:55

jiletler havaya eds geliyor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ace of Diamonds
Emekli
Emekli
Ace of Diamonds


Mesaj Sayısı : 3658
REP Puanı : 53
Kayıt tarihi : 09/08/12

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyPaz 23 Ara. 2018, 03:01

1.01 - no issues like family issues

klişe olacak ama nereden başlayacağımdan tam emin olamıyorum. aslında bu hikayemin başlangıcı bir çok kademeye dayanıyor. fakat ben size nereden başlayacağımı bilmediğim için en başa sarıyorum.

sizlere bu dünyaya beni musallat etmekte sorumlu olan iki kişinin hikayesini anlatayım: emily ve arthur saturday. annem ve babam.

arthur saturday tutkulu bir adam. kendine güvenen ve adalet duygusu yüksek bir adam. sırtı dik olduğu sürece her zorluğa karşı göğüs gerebileceğini düşünür. dik durduğun sürece hiç bir şey seni yıkamaz. düşündüğünü çekinmeden söyler, görüşlerini çekinmeden savunur. ne olurlarsa olsun.

emily saturday ise her insan ile aynı boyutta olan o yüreğine o kadar sevgi sığdırabilirdi ki doctor who'nun yaratıcılarının tardis'i ondan esinlendiğini sanırdınız.

ikisi bana her zaman üniversite yıllarında ortak bir arkadaşları sayesinde -ki bu ortak arkadaş hikayemizde önemli bir rol oynayacak, aklınızdan çıkarmayın- tanıştıklarını ve ilk görüşte birbirlerine aşık olduklarını anlatır dururlardı ve size şunu itiraf edeyim: o hikayeye bayılırdım. benim de tıpkı bir gün ilk görüşte kendime bir eş bulacağıma inandırmışlardı beni, niyetleri bu olmasa bile.

küçükken hepimiz saf oluruz. bizi büyüten şey tecrübelerimizdir.

manchesterdaki sıcak evimde gördüğüm en büyük düşman manchester united'ın gittiği anfield deplasmanlarıydı. bir futbol oyunu dertlerimin en büyüğü olurdu. sonra ise eğitim başladı. kreş, ana okulu, ilk okul geldi ve geçti. genelde sıkıntısız geçen yıllardı (elbette küçükken zeki olarak bilinmenin getirdiği egonun yol açtığı sosyal ilişki problemleri fakat detaya inmeyeceğim çünkü şimdiki egomun çok daha büyük olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz.)

her neyse, ne diyordum? evet:

bizi büyüten şey, tecrübelerimizdir.

dünyanın huyunu bilirsiniz, iyiler erken ölür. bu belki size klişe gibi görünecek ama bunun kelimesi kelimesine doğru olduğuna inanıyorum.

emily saturday ben 11 yaşımda iken göğüs kanserinden hayata gözlerimi yumdu ve ben hiç bir şeyin sonsuza kadar sürmeyeceğini o gün anladım. zaman geçiyor, kimse umursamıyor. o kadına ilk görüşte aşık olduğunu söyleyen babam bile bir süreden sonra unuttu ve gitti.

ortak arkadaş dediğimiz şahsın büyük rol oynayacağını söylemiştim ve evet, oynadı da. arthur saturday tam tamına 2 AY sonra mary harrison ile dünya evine girdi.

mary harrison hakkındaki duygularım oldukça karmaşık aslında. emily ölmeden önce benim hiç bir zaman sahip olmadığım halam gibiydi mary. babamın ve annemin en yakın dostuydu ve tek gecelik bir ilişkiden sahip olduğu nora harrison da benim en yakın dostumdu.

daha fazla ilişki draması duymak ister misiniz? görünüşe göre mary harrison uzun süredir arthur saturday'e karşı bir takım hisler besliyormuş. bunu ise emily'nin cenazesinde anlatmış arthur'a. ne kadar da sağlıklı hisler, değil mi?

evet, arthur ile mary evleniyor ve yeni bir üvey anneye sahip oluyorum. mary hiç bir zaman emily'nin yerini dolduramamış olsa da bunu yapmak için gerçekten çabaladı, hakkını vermek gerekirse. ama bu yeni ilişkinin bana kazandırdığı belki de tek iyi şey nora'ydı. önceden söylediğim gibi, nora benim önceden de en iyi arkadaşımdı ve şimdi de kardeşim olmuştu ve artık aynı çatıyı paylaşıyorduk.

nora saturday...

bu yoldaki belki de tek pişmanlığım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Oberyn Martell
Main Eventer
Main Eventer
Oberyn Martell


Mesaj Sayısı : 2111
REP Puanı : 32
Kayıt tarihi : 14/01/16
Yaş : 23
Nerden : Cincinnati, Ohio

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyPaz 23 Ara. 2018, 17:24

gittikçe merak uyandırmaya başlıyor reis.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ace of Diamonds
Emekli
Emekli
Ace of Diamonds


Mesaj Sayısı : 3658
REP Puanı : 53
Kayıt tarihi : 09/08/12

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyPaz 23 Ara. 2018, 18:43

1.02 - somebody that i used to know


ondan hiç bir zaman nefret etmedim. bana sırtını çevirmiş olsa bile.

nora harrison, benim en iyi dostumdu.

mary 'halalar' ziyarete geldiğinde benimle sürekli evcilik oynayan oydu. her zaman beni elimden tutup yeni 'maceralara' götüren oydu. ben kaçırılmış bir prens olunca beni kurtaran şövalye oydu. her zaman arkamı kollayan oydu. annemin cenazesinde salya sümük ağlarken başımı yaslayabileceğim omzun sahibi oydu.

nora saturday, benim kardeşimdi.

durumun garipliğinin ikimiz de farkındaydık. onun arthur 'amcası', benim mary 'halamla' evlendiği zaman ilk başta şaşırmıştık ve ne hissedeceğimizi bilemiyorduk. ben her ne kadar öz annemin yasını tutuyor olsam da nora'nın benim kardeşim olması fikri bu olayın tek tesellisiydi.

sizi büyüten tecrübelerinizdir. küçükken yediğim hurmalar büyüyünce götümü tırmalamaya başladı. ilkokulda kuramadığım sosyal ilişkiler lisede de peşimi bırakmadı.

sandığım kadar zeki değildim. brad pitt'e benzer bir yanım da yoktu. ailemizin durumu da en iyi halde orta halli denilebilecek düzeydi. en iyi arkadaşım diyebileceğim kimse de yoktu. ama o, hep oradaydı.

nora saturday, benim koruyucu meleğimdi.

o her zaman oradaydı. lise giriş sınavlarında çuvalladığımda sırf benden kopmamak için çok daha iyisini yapabilecekken benimle aynı okula giden oydu. kendimden ne zaman şüphe etsem, hemen bana ne kadar iyi bir insan olduğumu söyleyen oydu. tiyatro sınavımı veremediğimde beni teselli eden oydu. aşık olduğum ilk kız beni reddedince beni teselli eden oydu.

depresyonumun en kötü anlarında her zaman oradaydı. intihar girişimlerimden sonra gözümü ya hastanede ya da yatağımda açtığımda arthur'u veya mary'i değil, onu görürdüm. 

ilk olarak bana nasıl böyle bir şey yapabildiğimi sorar ve suratıma okkalı bir tokat atardı.

sonra ise attığı yeri okşar ve yanağıma bir öpücük kondurarak her şeyin yoluna gireceğini söylerdi ve ben buna inanırdım...

...ve hiç bir şey de değişmezdi.

o tatlı sesiyle ''nora ve andy, dünyaya karşı!'' demesi her zaman aklımda yankılanır. kim bilebilirdi ki zamanla her şeyin 'andy, dünyaya karşı' olacağını.

bana her zaman ileriye birlikte gideceğimizi söylerdi....

işte bu yüzden ben ilk adımı sonunda attığımda bana arkasını dönmesi beni bu kadar yaraladı. hayatımda uzun süre sonra gelen ilk başarıların onu da mutlu edeceğini sandım. bunu nasıl yaptığım kimi ilgilendiriyordu ki? 'doğru yoldan' yapıp yapmamam kimin umrundaydı?

görünüşe göre: onun.

ve görünüşe göre andrew saturday, nora harrison için sadece bir takıntıydı. ama asla, asla ondan nefret etmedim. çünkü kristal kadar net görebiliyordum: ikimiz de aynıydık.

gerçekle yüzleşelim: ikimiz de birbirimizi hayal kırıklığına uğrattık.


En son Ace of Diamonds tarafından C.tesi 27 Nis. 2019, 01:19 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Oberyn Martell
Main Eventer
Main Eventer
Oberyn Martell


Mesaj Sayısı : 2111
REP Puanı : 32
Kayıt tarihi : 14/01/16
Yaş : 23
Nerden : Cincinnati, Ohio

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyPerş. 27 Ara. 2018, 21:40

gittikçe ilgimi çekmeye başladı, yardır eds
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
The Brahma Bull
Main Eventer
Main Eventer
The Brahma Bull


Mesaj Sayısı : 2981
REP Puanı : 34
Kayıt tarihi : 13/01/16
Nerden : Samsun

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyCuma 28 Ara. 2018, 17:37

bende geldim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ace of Diamonds
Emekli
Emekli
Ace of Diamonds


Mesaj Sayısı : 3658
REP Puanı : 53
Kayıt tarihi : 09/08/12

adamantem Empty
MesajKonu: Geri: adamantem   adamantem EmptyC.tesi 27 Nis. 2019, 01:38

1.03 - manchester's elite


birbirimizin kollarında büyüdüğümüz için, nora ve benim paylaştığımız bir sürü tutku vardı. bu tutkulardan en garibi de profesyonel güreş denilen oluşumdu herhalde.

profesyonel güreş: erkekler için pembe dizi de derler. fakat size şu kadarını söyleyeyim:

bizim 'dizimiz' pembe olmaktan çok uzaktı.

her şey aslında nora'nın bu hobiyi sürdürmek istemesi ve beni de yanında sürüklemesiyle başladı. arthur saturday'in bir arkadaşının bir arkadaşının sahip olduğu 'manchester's elite wrestling' denilen küçük çaplı bağımsız şirkette hobi olarak güreşmeye başladık.

daha doğrusu, nora güreşti ve ona kıyasla benim yaptıklarım sadece ucuz bir taklitti.

bana şu gün bile favori güreşçimin kim olduğunu sorsanız size kendimin olduğunu söylerim ama beynimin derinliklerinde, yaşadığımız şeyler onu bu işin dışına itmeseydi nora'nın tarihin en iyi güreşçisi olacağına şüphem yok.

ilk başta şirkette 'kadın divizyonunun' yokluğu nedeniyle nora'nın güreştirilmesine karşı çıkılsa da yaptığı ilk antrenmanda en az 3 farklı erkek güreşçiyi yere serince karar verildi.

o güçlüydü, o atletikti, o zekiydi. benim olmadığım üç şey. ama bu onun umrunda değildi. hayatında yanında istediği tek partnerin ben olduğumu söylemişti ve beni de yanına alıp yaşadığımız yerin adı ve ev numaramızla adlandırdığımız 'pearl street 118' takımını kurduk.

ben karşımdakine akıl oyunları onyardım, arada bir bundan faydalanıp bir kaç hamle yapardım ama maçlarımız hep benim nora'yı oyuna sokmamla ve onun işi bitirmesiyle sonuçlanırdı.

kazandığımız takım kemerleri bile onun yıldızını bir kalıba koyamadı. o daha da taştı ve lanet olası şirketin ana kemerini bile ele geçirmeyi başardı.

bu sırada ben ise hayatımın en kötü dönemlerine doğru kayıp gidiyordum. geleceğim için olumlu olacak her şeyi mahvediyordum. nora ise her zaman beni bir kenara çekip benim ne kadar değerli olduğumu söyleyip duruyordu, bu sözler benim için dünyay bedeldi fakat hiç bir şekilde durumuma yardımcı olmuyordu. kendimi avutup duruyordum ve bütün bunlar yaşanırken kız kardeşim, en iyi arkadaşım, koruyucu meleğim dünyanın en tepesindeydi.

bunu hiç bir zaman ona karşı tutmadım aslında. onun gidebildiği kadar ileri gitmesi beni mutlu ediyordu. beni mutlu etmeyen şey ise benim ileri gitmeyi bırakın, iyice geri gitmemdi.

bunu düzeltmenin ilk yolunun tavrımı değiştirmekte yattığını düşündüm. bir süre ortalıkta görünmedim, uykusuz geceler geçirdim, sadece kendi duygularımla baş başaydım ve o duyguların hiç biri bana kibar davranmamıştı.

dağınık saçımla, bakımsız kirli sakalımla ve yeni siyah kıyafetlerimle ringlere bir gün geri döndüm ve nora saturday'e bir maç teklif ettim. bunu yaptığıma inanamamıştı. fakat bunu kabul etti. nedenini ben de anlayamamıştım zamanında ama etti işte ve o maçta olanları düşününce neden ettiği gayet belliydi.

maç boyu nora, nora gibi güreşmiyordu. adeta bana acıyordu. başkalarına yaptığı şeyleri bana yapamıyordu. 

ne oldu biliyor musunuz?

kazandım.

lanet olsun. kazandım.

o zamanki ruh sağlığımla bunun %100 geçerli bir galibiyet olduğunu düşündüm.

galibiyetini kutlarken arkasında duran nora'nın gülümsediğini göremiyordum.

göremediğim başka şey ise arka alana döndüğümde kafama yediğim ve beni bayıltan sert bir darbeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
adamantem
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PWE  :: Genel :: Be A Booker-
Buraya geçin: