EYLÜL 1997, TEXAS
...: Şu boku ne zaman bırakacaksın, Kevin?
Kalçası yarı açık ve kendi kendisine iğne batıran Allen, kendisine soruyu sorana doğru baktı.
Kevin Allen: Banka hesabımda en az 6 sıfır görene kadar, adamım.
...: Ne olacak sonra?
Kevin Allen: Sonrası yok. Zengin olmuş olacağım. Bu işte en önemli şey para değil mi zaten?
Kalçasını kapattıktan sonra doğrulur ve saçlarını geriye atar.
...: Her şey para değil. Taşakların fındık kadar kalacak, farkındaysan.
Kevin Allen: Hadi işine bak... benim gibi büyük babalarla dövüşmek istiyorsan Aviles’in numarasını vereyim, Saturday.
Andy Saturday: Siktir git, Kevin. Bu işte önemli olan sadece et yığını olmak değil, farklı duygular yaşatmak. Adı üzerinde; EĞLENCE.
Kevin ortalığı dolduran bir kahkaha atar.
Kevin Allen: Hahahahahaha. Ne öğrettiler sana Londra’da? Shakespeare’i içine almış gibi konuşuyorsun.
Andy Saturday’in gözleri kısıklaşır fakat o da gülmeye başlar.
Andy Saturday: Onun da ta...
Ortalıkta bir anda gümbürtü kopar. Dışarıdan gelen seslerin sahibini Allen çok iyi tanımaktadır fakat Saturday’in şaşkın bakışlarına gülmekten kendini alamaz.
Kevin Allen: Ha, bu arada. Brian Pillman o. Biraz... egzantriktir. Hoş olmayan şakalar yapabilir, ama bu boku bilir. Sağlam, yani. İstersen yakasına yapış.
Andy Saturday: Almayayım. Yeteri kadar manyak var zaten etrafımda.
Kevin Allen omuz silker ve kapıdan çıkmaya yönelir. Kapıdan çıkar çıkmaz da kafasından aşağı bir kova su boşaltılır. Andy Saturday ise aynı şekilde sırıtmaya başlar.
Andy Saturday: Bence sen yapışsan daha iyi olur. Hazır ıslaksın da.
KASIM 1997, CONNECTICUT
Bret Hart: Sana şartlarımı sundum, Vince. O herife Montreal’de asla kaybetmem.
Vince McMahon koltuğunda yüzü düşmüş şekilde oturuyordu. Kafasında binlerce tilki geziyordu fakat bunu o kadar güzel gizliyordu ki, gözünün içine bakan tüm dikkatinin sadece onda olduğunu sanırdı. Bret bir cevap alamayınca konuşmaya devam etti.
Bret Hart:Michaels’ı sen daha iyi tanıyorsun, dengesiz, aşağılık birisi. Benim korumam gereken bir yüzüm var. Montreal’de kaybedersem, bu ne benim için iyi olur, ne de senin için. Kanadalı izleyiciler çıngar çıkaracaklar. Adam bayrağı kıçına sürdü, be!
Vince McMahon: Sana nasıl güveneyim?
Bret Hart bir anda duraksadı.
Bret Hart: Nasıl yani nasıl güveneceksin? Sana WCW ile kontrat imzaladığıma, detayına kadar söyledim. Şimdiye kadar beraber çalışıyoruz, ve istememe rağmen gitmemi sen salık verdin.
Vince McMahon: Bu şekil ayrılan ne ilk ne de son olacaksın, Bret. Medusa’nın canlı yayında beni aşağıladığını unutmadım. Bu WWE markası, direkman Vince McMahon demek. Seni Georgia’ya şampiyon olarak gönderemem.
Anlıyorsun ya, sadece iş.
Bret alnında biriken teri elinin bir hareketi ile sildi. Haklıydı; bu işte kişisel duygulara pek yer olmazdı. Sadece mühim olan, para ve o küçük kutuda görünmek. “İkimiz de akıllı adamlarız...” diye düşündü bir an, ve aklına çok da fena gelmeyen bir fikri söyledi;
Bret Hart:Peki, madem. WCW ile olan kontratım hemen başlamasına rağmen bir süre izinde olacağım. Bu izne çıkmadan ilk RAW’da kemeri Michaels’a elimle vermeye razıyım. Yeter ki, Montreal’de kaybetmeyeyim.
Vince McMahon bu fikir karşısında bir süre düşündü. Aslında mantıklı bir fikirdi, herkes ne kadar Bret vs. Michaels maçını bekliyor olsa da, birkaç değişiklikten zarar gelmezdi. Vince, kaprislerin adamıydı; şimdiye kadar yüzlerce kendini dev aynasında gören adamla savaşmıştı, fakat bu seferkinin kalpten gelen bir istek olduğunu farketti.
Hem aman, canım. World Bodybuilding Federation uçuyordu. Üstüne titrediği bu projeyi rayına oturtmayı başarmıştı ki, yeri geldiğinde kavgalı olduğu Weider kardeşlerle bile iş yapmaya başlamıştı. ICOPRO supplementler yok satıyordu. WWE biraz kulak arkasında kalmaya başlamıştı,, çünkü herkes kendisini biliyor olsa da, asıl başlangıç noktası nefret ettiği babasıydı. Eğer yaşasaydı, kendi elleriyle boğmak istediği babası. Tabii bu noktada, bu bilginin ne anlama geldiğini umursayanlar birkaç web yazarından başkası değildi fakat, kendi biliyordu ya, o yeterdi.
Vince McMahon:Tamam, Bret. Söz veriyorum.
Bret Hart:- Teşekkür ederim, Vince.
Bret arkasını dönüp kapıya yönelir, ve Vince’ın göz hizasından kaybolur.
AYNI AKŞAM
... : ... kar grafiğimiz gayet iyi durumda. Farklı yatırımları düşünmeye başlayabiliriz, bay McMahon.
Kurul toplantısında McMahon heybeti ve aurası ile odadakileri eziyordu fakat önüne gelen herhangi bir öneriyi reddetmezdi, kimseyi aşağılamazdı ve her zaman önündekini dinlerdi.
Vince McMahon:- Doğru... Sonuçta bu kadar parayı saklayacak yer yok.
Kendine has o edası ile ağız dolusu güldü.
Vince McMahon: Öneriniz var mı?
Odada 5 farklı kişi vardı, ikisi kendi ailesinden; iki yönetim kurulu üyesi, sekreteri ve kızı Stephanie ile oğlu. Shane de aynı toplantılara katılırdı, fakat kendisinin WWE ile çok bağlantısı yoktu, daha çok kendi işini yapmayı hedeflerdi. Yine de ufak bir staja ihtiyacı vardı.
Shane McMahon, elinde tuttuğu bir raporu Vince’in önüne doğru sürdü.
Shane McMahon: Cleveland Browns’un Baltimore’a geçişi ile alakalı bazı pürüzler çıktı. Taraftar protestosu ve NFL’den izin çıkmaması derken Baltimore kendi expansion franchise’ını aldı. Browns’un yönetim kurulu halen bu takımdan kurtulmak istiyor.
Vince McMahon: Neden böyle bir şey istiyorlar?
Shane McMahon: Eh... takım berbat, ondan. Fakat tamamen kayıp bir yatırım olmaz.
Vince McMahon birazdan gelecek fikrin, hoşuna gideceğini tahmin ederek Shane’i dürtmeye devam etti.
Vince McMahon: Ee, devam et bakalım.
Shane McMahon: AFL NFL birleşiminden bu yana başka bir futbol ligi yok. Browns, AFL orijinal takımlarından biri ve 4 kere de şampiyonu, yani belli bir prestije sahip. Bizim için yepyeni bir futbol ligine bir adım attırabilir.
Vince McMahon: Bir futbol ligi mi? Hadi ama, NFL ile yarışmak mı? Sıfırdan başlayıp? Bizim için bir delilik olur.
Aslında fikri çok beğenmişti. Asla mücadeleden de kaçmazdı.
Shane McMahon: Böyle diyeceğini biliyordum, baba. Bu işe girmek isteyen tek kişi biz değiliz. NFL’in aldığı pay ve pasta çok büyük. Hala erişmediği eyaletler var. Takımı olmayan fakat kolej futboluna deli olan eyaletler. Raporun son sayfasında.
Vince elindeki raporu bir süre karıştırdı ve yakında ortakları olacak kişileri görünce gülümsedi. Büyük adamlar bu işe girmek istiyordu; eski süperstar quarterback Pablo Demiriguez ( tam 4 kere Superbowl MVP), Cleveland doğumlu, an itibarı ile Amerika’nın en büyük güvenlik şirketine sahip Jason Highlander ve ...Mr. Atticus? Kim olduğunu bilmese da, yakın zamanda öğreneceğini tahmin ediyordu.
Vince McMahon: Survivor Series’ten önce bir toplantı set edelim.
...
KASIM 5, 1997
NBC News : Cleveland Browns, ünlü iş adamı Vince McMahon’un başını çektiği bir konsortiyum tarafından satın alındı. Bu hareket çoğu çevre tarafından süprizle karşılandı; profesyonel eğlence sektöründe yıllardır yer alan Vince McMahon’un neler yapacağı merak ediliyor.
Bir başka haber... Tampa’da steroid krizine girdiği öğrenilen bir şahıs, etrafına dehşet saçtı. 5 yaralının olduğu öğrenilen olayda polis şahsı etkisiz hale getirdi.
KASIM 8,1997
NBC News: Tüm ülkeyi saran XFL furyası bizim izleyicilerimizi de etkisi altına almış görünüyor. Cleveland Browns’un sansasyonel olarak NFL’den çekilmesi ve başını çektiği kendi futbol ligini oluşturması muhteşem bir tepki ile karşılaştı fakat bu tepkinin olumlu olduğunu şu anda Browns stadyumunun etrafında yer alan kalabalıktan görebiliyoruz, tam orada spikerimiz Alpher Veralli bulunmakta. Alpher?
Alpher Veralli: Wan, şu anda Ohio’dayım ve sokaklar turuncu-kahverengiye boyanmış durumda. Çoğu hayranın yeni haberleri mutlulukla karşıladığını söyleyebilirim. Şu anda aldığım bir duyuma göre hatta 4 farklı eyalet kendi takımlarını oluşturup bu projeye dahil olma niyeti içerisinde. Yakın zamanda çok büyük olaylar görebiliriz, Ejder. Alpher Verall, NBC News’dan bildiriyor.
Ejder Wan: Teşekkürler Alpher. Cleveland için ilk maçta 10 dolar bırakacağız gibi. Yine başka bir steroid dehşeti... Bu sefer Delaware’de, profesyonel güreşçi olduğu öğrenilen isimsiz şahıs kendi aile fertlerini ağır şekilde yaraladı. Aile fertlerinin durumu ciddiyetini koruyor. Şahıs olaydan hemen sonra intihar ettiği bildirilirken, otopside aynı zamanda beyninde sarsıntı ve biyolojik fonksiyonlarda gerileme semptomları tespit edildi. Şahsın beyni sanki bir 65 yaşındaki Alzehimer hastasına benzediği söylenildi. Bu durumun, kontakt sporlarının her geçen gün daha popüler olması ile bir ilişkisinin olup olmadığı araştırılıyor. Ejder Wan, NBC News’tan sundu.
KASIM 9, 1997, SABAH, HARTFORD
... : Halk durumdan rahatsız. İki üç adet et beyinlinin çıldırıp etrafındakileri taramasını istemiyorlar.
Masadaki kristal kül tablasının içinde yanan puronun dumanı, sözlerle beraber gelen güçlü nefesle dağıldı. Masanın üstündeki pirinç kaplama tabakada yazan “District Attorney Jon Lackott”, mevkisinin ve isminin hakkını veren, kalın bir tabaka gibi semsert surata sahip birisi tarafından taşınıyordu. Sık çizgilerin ve griye kaçan saçlarının arasında, insanı delip geçen gözlere sahip Lackott, sol alnındaki yara iziyle beraber, kendisiyle ters düşülmemesi gereken bir adam olduğunu karşısındakine belli ediyordu.
Lackott : Bu puşt herifler nereden türedi böyle? Var mı elimizde bilgi, Manny?
Manny, dimdik, kel kafaya sahip, kulağında iki küpe olan ve mevkisiyle inanılmaz derecede tezat bir araştırmacıydı. Normal bir insanın dışarıdan görse Samurai’nin bas gitarcısı sanacak bir görünüme sahip olan Manny’in çelik gibi sinirlere ve şimşek hızında bir akla sahip olduğunu ise ancak tersine düşen anlıyordu.
Manny: Profesyonel güreş, efendim.
Lackott’un gözleri kısıldı.
Lackott: Şu elemanların maskeler takıp birbirlerini dövdükleri olay mı? Bizim çocuklar da aynı şeyi yapıp duruyor. Yok Chettin The Rock’muşum, yok Kellos Emiros’muşum, yok bilmem ne. Birbirlerinin eşlerine küfür edip dövüşüp duruyorlar. Hoş, belki yedikleri yumruklar bir şey öğretir.
Elindeki puroya öyle bir asıldı ki, puronun yarısı kordan kıpkırmızı oldu. Sonra zarif bir hareket ile söndürdü.
Lackott: Soruşturmayı ben yürüteceğim. Kimse benim bahçemde birilerini kurşunlayamaz. Özellikle de bebek giydirme oynayan 3-4 tane çakal.
KASIM 9,1997,GEORGIA
Ted Turner odasında elinde kurye ile kendisine teslim edilmiş olan bir kağıdı okuyordu. Okuması bittiği anda masa telefonuna eli uzandı ve tek bir tuşa basıp ahizeyi yerine koydu. Bir süre sonra içeriye birisi girdi. Elindeki kağıdı içeriye girene gösterdikten sonra;
Ted Turner: Yazılı basının haberi var mı?
Adam: Manşetlerde henüz bir şey yok, efendim.
Ted Turner: Bu iş çığırından çıktı...
Ayağa kalkıp penceresine doğru yürüdü ve gökyüzünü bir süre seyretti.
Ted Turner: Yıllardır bu işin içerisindeyim. Daha önce bu kadar baskılandığımız hatırlamıyorum.
Odaya kapının hizasında duran adamı yıkarcasına Kevin Nash girdi. Hemen ardından da Scott Hall ve Eric Bischoff. Bir anda ortalık gerildi.
Kevin Nash: Peşimde 25 tane gazeteci geziyor, Ted. Sen bize burada ne bok olduğunu anlatmadan hiçbir yere gitmiyoruz.
Eric Bischoff burnundan soludu.
Eric Bischoff: Sana anlattım, Kevin, konuşmayacaksın o kadar.
Ted Turner: Kesin sesinizi!
Turner, normalde aşırı sakin ve felsefi sayılabilecek biri olsa da, bu sefer sinirlenmişti.
Ted Turner: Arka alanda “sizin çocuklar” ne bulurlarsa kıçlarına enjekte ettikleri sürece biz bu işten kurtulamayız. Sen de, Eric, para bol ya, önüne gelene imza attır. Bret Hart’a 10 milyon vermek nedir? Chris Jericho’ya ? Ya da bu iki kalasa?
Kevin Nash: Bu iki kalas senin o koca kıçına milyonlar kazandırıyor, Ted.
Ted Turner: Yok canım? Banka hesabımda ayı bağırıyor, ne kazandırması?
Bir süre sessizlik olur.
Ted Turner: Burda benim işim bitti. Devir işlemi tamamlanana kadar yönetim sende, Eric.
Eric Bischoff: Ne devri, ne yönetimi Ted? Neyden bahsediyorsun sen?
Ted Turner: Savcılık steroid kaynaklı ölümlerle alakalı soruşturma açmış. Elemanlardan biri de güreşçi, bu da yüksek mahkemeye “gel de kafama sık” demek. WCW dahil tüm işlerimi mercek altına alır, tefe koyarlar. Hem sadece hedef ben değilim. Tüm yediğiniz bokları biliyorum, doktor Aviles’i de biliyorum, Eric. Göz yummaya razıydım ama artık iş değişti. Bu topun altına giremem.
Yine sessizlik odayı kaplar ve Hall odadan gider. Nash de peşinden gidince odada bir tek Bischoff ve Turner kalır.
Eric Bischoff: Madem biliyordun, neden müdahale etmedin?
Ted Turner: Bu lanet olası işi seviyorum, çünkü. Güreş bizim ailemizin kanında hep vardı... ama sanırım artık değil.
Eric Bischoff da yanına, aynı gökyüzüne bakmaya gelir.
Eric Bischoff: Kim devralıyor?
Ted Turner: Bir ekip...
KASIM 9, 1997, MONTREAL
SURVIVOR SERIES MAIN EVENT
“Bret Hart ve Shawn Michaels arasındaki maç, Montreal'deki Molson Centre'da gerçekleşiyor. Hart, WWE Şampiyonluğu'nu korumaya çalışıyor.
Aralarında feci bir husumet olan ikilinin sonunda birbirlerinin üzerine patlayacağı malum. Hele ki Michaels’ın Kanada bayrağına yaptığı o hareketten sonra Bret’in hem Kanada’nın hem kendi gururunu korumak üzerine düştü.
Maç hay ve huyla, DX ve Hart Foundation’un arka planda birbirleriyle dalaşmasıyla geçti.
Maçın sonlarında Hart ve Michaels, ringin dışında birbirleriyle kavga ettiler. İkisi de ring kenarına düştü ve ring hakemi Earl Hebner, onları saymaya başladı. Hart ve Michaels ikisi de 10 sayıdan önce ringe geri dönüp ve maça devam ettiler.
Ancak Hart ve Michaels arasındaki kavga devam etti ve ikisi de birbirlerine yasak hareketler yapmaya başladılar. Hebner, ikisini de defalarca uyarır ancak Hart ve Michaels, uyarıları dikkate almadılar.
Hebner sonunda dayanamaz ve ikisini de diskalifiye ederek maçı sona erdirir. Hart ve Michaels, ringde birbirleriyle kavga etmeye devam ederken seyirciler de ayakta alkışlar. Yuhalamaların arasında DX ve Foundation da birbirlerine girerler ve tamamen bir karmaşada PPV biter
Bu son, Hart ve Michaels arasındaki rekabeti bitirmese de, Hart'ın WWE Şampiyonluğu'nu kaybetmesini önledi.”
-Eva Dawson, ProWrestlingEntertainment.com
GORILLA
Bret Hart kan ter içinde kemerini sağ elinde taşıyarak Gorilla’ya varır. Burada kendisini bekleyen McMahon, önünde ekranların olduğu sandalyeden kalkar ve kendisin karşılamak için adım atar.
Vince McMahon:Tebrik ederim, Bret. Çok iyiydiniz.
Bret başıyla onaylar, arkasından gelen Michaels’ı görmez.
Shawn Michaels: Bana ne bok yediğinizi anlatacak mısınız yoksa bir şeyleri kırıp dökeyim mi?
Michaels ikisinin üstüne doğru tam yürümek üzereyken peşisıra gelen Triple H ve Chyna onu tutar. Bir yüzleşme olur, aynı anda da gelen Hart Foundation üyeleri, Bret ve Vince’nin arkasına geçer.
Vince McMahon: Sadece iş, baylar. Kemeri almak için bir gün daha bekleyeceksin, Shawn.
Shawn Michaels: Yapacağınız işi sikeyim sizin. Dışarıda herifler bizi parçalayacaktı.
Bir sessizlik olur.
Vince McMahon: Siz ayrılın. Bret ve Shawn, odama geçelim. Bir mevzu var.
İkisi Vince’in peşine takılırlar. Vince, otoritesinin sağlam olduğunu bildiği Undertaker’ı ve Jim Ross’u odasına konuşlandırmıştır bile.
Vince McMahon: Kapıyı kapatalım, lütfen. Kapatırken dışarı çık.
Kapı kapanır ve odaya bir sessizlik hakim olur. Vince önce gözlerini Undertaker’a diker, sonra da önündekilere.
Vince McMahon: Beyler... Bu saatten sonra burada olmayacağım.
Bir şok dalgası etrafı sarar. Yıllardır bu işin piri olan adam, bir anda ben daha fazla devam edemeyeceğim diyor... diye akıllarından geçirirler.
Vince McMahon:Savcılık olayın üstüne gidiyor. Bizimle bağlantısı olmasa da, ismi World Wrestling Entertainment olarak değiştirip bu underground ve kirli güreş kimliğinden uzaklaşmaya da çalışsak yeterli gelmedi. Herifin bir tanesi milleti kurşuna dizmiş, ve güreşçi. Amerika’nın en büyük şirketi de bize ait...
Birileri bedel ödeyecek. Yüksek Mahkeme şov yapmak isteyecektir ve onlara bu şansı vermek istemiyorum.
Shawn Michaels burnundan solur.
Shawn Michaels: Ne yani şimdi, bir tane mal milleti biçti diye bize mi patlayacak bu kabak?
Vince McMahon: Size hiçbir şey olmayacak. Herifler bizim peşimizde. Benim, ve Ted’in.
Bret Hart’ın dikkati bir anda maksimuma çıkar.
Vince McMahon: Ted çoktan çiplerini bozdurdu. Şirketi devredip çekildi, tek kuruş da almadan.
Bret Hart kemeri bir anda masaya atar ve Vince’e doğru yürür.
Bret Hart: Ne diyorsun sen?
Undertaker bir adım ileri atar.
Undertaker: Sakin ol, Bret.
Vince McMahon: WCW devroldu. WWE de aynı şekilde devir olacak. PWE diye bir grup şirket işlerimizi devraldı... bir çığır getireceklermiş bu işe. Heh.
Jim Ross araya girer.
Jim Ross: Ensesi kalınlar hariç, hepimiz buradayız beylar.
Vince McMahon: Bu aldığım kolay bir karar değil. Çok zordu... fakat mecburdum. En azından siz hala bir işe sahip olacaksınız. Tabii amerikan futbolu oynamayı düşünmüyorsanız, bu sizinle son çalışmam olacak.
Shawn Michaels: Ee, nasıl olacak peki? Şirketi devredip öylece gidince soruşturma devam etmeyecek mi?
Vince McMahon derin bir nefes alır.
Vince McMahon: Bu PWE grup her kim ise... enseleri bayağı kalın. DA Lackott’u ayarlamışlar, senato toplantısında da bu tarz olayların kendi çatıları atlında asla gerçekleşmeyeceğini taahhüt vermişler. Adamlar kafayı takmış bu sektöre. Aralarında da eski bir güreşçi var... Chettin Samzing. Chettin the Rock.
Birkaç da iş adamı.
ARALIK 1997
NBC News: Herkese mutlu akşamlar, bu akşam New York’ta çok yağmurlu bir hava var, şekerseniz çıkmayın, eriyebilirsiniz. Ben Ejder Wan, daimi sunucunuz ve ekran yüzünüz. Sizin için çok ilginç haberlerimiz var.
NBA Oyuncu Birliği ile XFL Oyuncu Birliği, HGH ve Testosteron kullanımını sakatlıklarla baş etmek için serbest bırakılması yönündeki tasarısını meclise sundu. Geçip geçmeyeceği ise muamma, henüz bu Aralık ayının başında yer alan steroid skandalının etkileri sürüyor iken.
Bölge Savcısı Jon Lackott görevinden istifa ettiğini bildirdi. Hartford Savcısı, emekliliğinin tadını İstanbul, Maltepe’de yer alan yazlığında çıkaracağını söyledi. Gayet egzotik bir yer, ha?
Biraz da borsa... WCW ve WWE Power Wrestling Entertainment adında üçüncü bir partide birleştiler ve halka arz edildiler. Bu arzdan gelen paranın Dünya’ya açılım için kullanacağı söyleniyor.
Route 66’da yoğun bir trafik olacak, sevgili izleyiciler, eğer ki yolunuz buradan geçiyor ise erken çıkmanızda fayda var zira yoğun bir yığılma olacak.
Bulls, Supersonics’i 96-87 mağlup etmeyi başardı.
...
Ejder Wan:- Ve bir çok ıvır zıvır. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz, Akşam haberleri sundu.
OCAK 1998 (Başlangıç)
Sevgili dostlar,
PWE'nin kuruluşunu duyurmaktan büyük heyecan duyuyorum. PWE, profesyonel güreşin aile dostu yeni yüzü olacak.
Profesyonel güreş, çoğu insan için şiddet içeren, kanlı bir spor olarak görülür. Ancak PWE olarak biz, bu algıyı yıkmak istiyoruz. PWE'de profesyonel güreşi aile dostu bir eğlenceye dönüştürmek için çalışacağız.
Bunun için profesyonel güreşin özünü korurken, gerekli kuralları koyarak, profesyonel güreşi herkesin seyredebileceği ve eğlenebileceği bir spor haline getireceğiz.
PWE'de izleyicilerimiz, en sevdikleri güreşçileri destekleyebilecekler ve heyecan dolu maçlar izleyebilecekler. Ancak bunu yaparken, aileleriyle birlikte eğlenebilecekler.
PWE'de ayrıca, profesyonel güreşe yeni yıldızlar yetiştirmek için de çalışacağız. Güreş okulumuzda, genç yeteneklere profesyonel güreşin tüm inceliklerini öğreteceğiz.
PWE'nin profesyonel güreşine yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Sizlerin desteğiyle, PWE'yi Amerika'nın en başarılı profesyonel güreş şirketi haline getireceğiz.
Teşekkür ederim.
Khan Day
PWE Yönetim Kurulu Başkanı, Divan Kurulu Yüce Üyesi