Soğuk ve yağmurlu bir live-event RAW gecesiydi.Yağmurun çıkardığı ses backstage’da pek duyulmasa da,içerideki az miktarda güreşçiler yağmurun ve karanlığın verdiği kasveti hissediyorlardı.Herkes sessizce kendi işine bakmaktaydı.Arada ufak tefek fısıldaşmalar duyulsa da,backstage sessizdi.Diğer güreşçi kafilesi,ne olduysa yolda kalmıştı.Birden,otomatik kapıların açılma sesi yankılandı.Güreşçilerden bazıları gözlerini oraya çevirdi ve korkunç bir görüntüyle karşılaştılar.Taktığı kapşondan suratı belli olmayan iri bir adam,bavulunu tutarak içeri girmişti.Herkes gözünü bu adama dikmişti.Adam bunları umursamadan yürümeye başladı.Botunun çıkardığı sesler ve backstagedeki sessizlik kombine olunca ortaya ürkütücü bir gürültü çıkıyordu.Bir süre böyle yürüdü . Ardından şaşkınlıktan kurtulan The Miz,ısınmayı kesip kendi kendine ‘’Bu şey de ne?’’ diye sordu ve adamın arkasından bakakaldı.
Adam sonunda GM odasının önünde durmuştu.Kapıyı iri ellerinden sağ olanıyla hafifçe tıklattı.İçeriden ‘’Gir!’’ komutunu alınca kapının tokmağını saat yönüne çevirerek hafifçe itti ve içeriye girdi.
İçeride Stephanie McMahon,ayakta durmaktaydı.İçeriye giren kapşonluyu görünce sağ elinin işaret parmağıyla önündeki tek kişilik koltuğu gösterdi ve bu hareketinin ardından kendisi de oturdu.Adam sesini çıkarmadan bavulunu koltuğun yanına sürükleyip bıraktı ve ağır bir hareketle kendisini koltuğa bırakıp kapşonunu açtı.Kapşondan çıkan yüz,her bakana korku verici bir tiptendi.Adamın uzun,beyaz saçları vardı ve birkaç tutamı lastikle birbirine tutturulmuştu.Yüzünde bir savaşın verdiği iz,yaşlılık ve yaralar vardı.Beyaz denecek derecede açık renkli olan gözleri etrafa donuk bakışlar salıyordu.Yeni çıkmaya başlayan sakalları ile tamamlandığında bu yüz insanın aklında kalıyordu.Üstünde simsiyah bir uzun kollu sweatshirt vardı.Altındaki pantolon da siyah,her şeyi siyahtı.Hafifçe eğildi ve Stephanie McMahon’a doğru baktı.McMahon önce üstündeki siyah dekolte elbisenin karşısındakinin ilgisini çektiğini düşündü ve hemen konuya girdi.
‘’Evet,gelmenizi bekliyordum bay…’’
Adam tok bir sesle :
‘’Jason Highlander.’’
Stephanie McMahon hafifçe öksürerek devam etti:
‘’Bay Highlander.Gelişiminiz Talent Team tarafından tespit edildiğinde çok hoşumuza giden bir stiliniz olduğunu fark ettik.Eğitmeniniz Mark Calaway,bize sizin hakkınızda çok hoş şeyler söyledi.İri bir güreşçi olmanıza rağmen,highflyer hareketleri uygulayabilme yeteneğinizin olması büyük bir avantaj.’’
Highlander yine tok sesiyle:
‘’Kısa kesmenizi rica ediyorum,bayan McMahon.’’
Stephanie bozuntuya vermeden:
‘’Pekala.Size hazırladığımız karakteri anlatmak istiyorum.Öncelikle ring içi isminiz Yuri Warlock olacak.Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin efsane ordu çavuşlarından Yuri Warlock SR.’ın torunu olacaksınız.Amerikan-Afgan muharebesi sırasında gönüllü olarak Amerikan ordusu’na yazılmış ve savaşta 3-4 şarapnel ve kurşun yarası yüzünden gazi olarak geri dönmüşsünüz.Ama komutan sizi ve ekibinizi kendisini kurtarması için feda edince,Amerikan düşmanı olmuşsunuz ve bu yüzden her gün propaganda eylemlerinde yer almışsınız.’’
Jason Highlander hiçbir tepki vermeden dinlemişti.Stephanie önündeki kağıdı sarı bir dosyanın içine koyup Highlander’a uzattı.Highlander sadece sağ elini uzatarak dosyayı kavradı ve kendine çekti.Ardından ise,Stephanie çekmeceden kontratı çıkarıyor ve WWE logolu bir kalem ile birlikte Highlander’a uzattı.Highlander kontratı hafifçe gözden geçiriyor ve kalemi sol eliyle kavrayarak kağıdın üstüne bir iki çizik atıp Stephanie’a geri uzatıyor.Stephanie ise hafif bir gülümseme ile :
‘’Pekala,bu kadarı yeterli.Seni RAW’ın ana kadrosuna alıyorum.Bu günkü live event’ta yer alacaksın.Hazırsın,değil mi?’’
Highlander hiçbir ifade göstermeksizin :
‘’Benim karşıma koyacağınız her şey için hazırım.’’
‘’O halde,3 no’lu soyunma odasına geç.Ring kıyafetini sana daha önceden göndermiştik sanırım.’’
Jason 2-3 saniyeliğine düşünmüş gibi bir yüz ifadesi takındı ve:
‘’Evet,doğru.’’
‘’Şu anda hazırlanman için tam…’’
Stephanie sağ kolunu havaya kaldırarak saatine bir göz attı ve :
‘’15 dakikan var.Maçın,Tyson Kidd ile.’’
‘’Anladım.’’
‘’Ama daha bitmedi,şimdi beni iyi dinle…’’
Aradan bir süre geçiyor ve ringe dönüyoruz.Ringde hiç kimse yok ve seyirci topluluğu yeni yeni oturmaya başlamış biçimde.Aniden sessizliği yırtan bir müzik çalıyor.
Herkes aniden girişe bakıyor ve o korkunç manzara görülüyor.Üstünde simsiyah bir atlet,göbek kısmında büyük puntolarla ‘’DEATH (ÖLÜM)’’ yazısı,altında kıpkırmızı ve kuru kafa desenli bol bir pantolon ve spor ayakkabılar…Bir sokak serserisi gibi.Elinde bir kendo stick taşıyor ve elindeki bira kutusunu sıkarak patlatmasıyla girişte atraksiyonu başlatıyor. Seyircilerin nerdeyse tamamı sessiz bir şekilde izlerken,o yavaş yavaş yürüyor.Aprona doğru bir süre baktıktan sonra,ağır ağır merdivenleri çıkmaya başlıyor.2.iplerden adımını içeri atıp giriyor ve kendo stick’i fırlatıyor seyircilerin arasına.Ardından da :
Tyson Kidd ringin başında görünüyor . Adamı görür görmez yüzü korkuyla kaplanıyor bir anda ama bundan sıyrılarak ringe doğru koşmaya başlıyor ve slide-in yaparak içeri giriyor..Ringe girer girmez turnbuckle'a çıkıp tauntunu yapıyor.
Kidd indiği anda hakem zili çalıyor ve maçı başlatıyor.
Yuri Warlock vs. Tyson Kidd
Tyson Kidd hızlı bir hücum yapmak için kalkıyor ama Yuri Warlock’tan gelen forearm’a maruz kalıyor.Warlock ardından kontrolü ele almak için mounted punch’a girişiyor.1 oluyor,2 oluyor,3 oluyor,4 oluyor,5’incisinde elini havaya kaldırıp Rusça olarak ‘’ Kutsal Sovyet’’ diye bağırıyor ve yumruğu indiriyor.Tyson Kidd bir süre sersemliyor ama ardından kendisini kaldıran Warlock’a bir low kick vuruyor,Warlock diz çökünce iplere springboard’a gidiyor ama Warlock ayağa kalkıp Kidd’i havada yakalıyor ve Sidewalk Slam ile yere seriyor.Ardından da ,yerde tekmelemeye devam ediyor.Sonunda tekrar ayağa kaldırıyor ve ellerinin üstüne kaldırıyor Kidd’i,ardından da sertçe bırakıyor.Military Press Gutbuster ! Kidd sertçe acıyan karnını tutarken Warlock durmuyor ve bir daha ayağa kaldırıp köşeye Hammer Throw yapıyor,sersemleyen Kidd geri dönerken de German Suplex’i yapıyor.Warlock işi bitirmek için ayağa kalkıyor,tribünlere selam duruyor ve sersemleyen Tyson Kidd’i alıp ring demirine çarptırdıktan sonra,oradan hızlıca çekiyor ve iplere yolluyor,geri dönerken de Standing Spinebuster ile işini bitiriyor.1.2.3.
Tyson Kidd’in parçalanışını gören seyircilerden çıt çıkmıyor.Sovyet marşı çalarken Warlock yeniden selam duruyor ve uygun adımda arkaya doğru gidiyor.Bazı görevliler de o sırada Kidd’i kontrol ediyor.Hakem ‘’X’’ işareti yapıyor kollarıyla.Warlock gözden kaybolurken sedye geliyor.
Warlock artık ‘’Highlander’’ olduğunu anladığında selam vermeyi kesti.Girişteki küçük merdivenden tırmanıp siyah yoldan geçerek arkaplana geldi tekrardan.Merdivenleri inerken girişte John Cena’ı gördü.Cena ellerini koynunda kavuşturmuş,belinde WWE Championship takılı,beklemekteydi.Jason ile göz göze geldiler ve Cena alaycı bir ses tonuyla :
‘’ İşin bittiyse , sıra benim showumda bay hotshot.’’
Jason her zamanki umursamaz tavrıyla :
‘’ Nasıl konuştuğuna dikkat etmeni öneriyorum.’’
John Cena kahkaha attı ve etrafındakilere Jason’u alay edercesine sağ elinin baş parmağıyla gösterdi.Bir iki güreşçi meraktan etraflarına toplandılar.Cena ise yine aynı alaycı ses tonuyla :
‘’ Uuuu,çok korktum.Stephanie McMahon’a mı şikayet edeceksin ? Bu şirkete parayı kazandıran benim , genç adam.Sen ise sadece savaştan çıkmış,ucuz bir insan… ‘’
Jason bunun üzerine dayanamayıp Cena’a vurmaya çalıştı ama Cena çevik bir hareketle sıyrılıverdi.Bir anda diğer güreşçiler çember halini aldılar ikisinin etrafında ve kavga başlıyor.Cena omzundaki kemeri bir kenara fırlattı ve kavga pozisyonu aldı.İlk hamleyi yapan yine Jason oldu,sağ elini yumruk şeklinde bükerek Cena’a doğru savurdu ama Cena arkaya doğru eğilerek kaçtı bu darbeden.Jason bunun üzerine sol elini de aynı şekilde savurdu ama Cena atik davrandı bir kere daha ve eğilerek kurtuldu,kurtulmakla da kalmayıp Jason’un suratına sol kroşeyi geçiriverdi.Jason biraz sersemledi ve Cena bunu da değerlendirerek sağ kroşesini de indirmeye çalışırken kendi tuzağına yem oldu ve Jason iri ellerinden sağdakini Cena’nın tam çenesine indirmeyi başardı.Cena bunun üzerine sersemledi ve Jason’a en ihtiyacı olduğu şeyi kazandırdı,zamanı.Bunun üzerine,sol elini de Cena’nın tam gözüne indirdi,ardından da yine sağ eliyle sol yanağına müthiş bir yumruk geçirince Cena dağılıverdi denilebilecek bir anda kendine geldi tekrardan ve Jason’a birbiri ardına yumrukları sıralamaya başladı.Jason kendi üstüne korunmak için kapandı ama bu sefer de Cena dizleriyle vurmaya başladı.Bir iki darbe alıp iyice sersemleyen Jason artık yıkılmak üzereyken Cena bir de tekme atınca koskoca Highlander yere yıkıldı.Tam Cena üstüne eğilip son darbeleri vuracak iken arkadan birbiri ardına gelen topuklu ayakkabı sesleri geldi.Gelen Stephanie’dı.Birden güreşçiler açılıp GM’e yol verdiler ve Stephanie korkunç manzarayla karşılaştı . Cena ve Jason kanlar içinde,Jason hareketsiz yatmakta ve ortalık dağılmış,Cena da Jason’un üstüne çıkmış,yumruklamaktaydı.Stephanie kendisinden beklenmeyecek derecede sert bir sesle:
‘’Ne yaptığınızı zannediyorsunuz siz?’’ dedi.
Cena ise ayağa kalkıp 3-4 saniyede kendisini toparladı.Ellerini birleştirerek Stephanie’ye yumuşak bir ses tonuyla :
‘’Naçizane özürlerimi kabul edin efendim.Kavgayı şu arkadaş başlattı,ona sadece yolumdan çekilmesini söylemekteydim,bana saldırdı.’’
Stephanie etrafına göz gezdirerek:
‘’Bu doğru mu?’’ dedi.
Kimseden çıt çıkmayınca,Cena’a döndü ve :
‘’Hemen git ve maçına dön.Burada yeterince kaldın zaten.Şu adamı da pansuman odasına götürün,sonra beni görsün.’’
Cena ortadan toz olurken,diğer güreşçiler de dağıldı.Sadece bir tanesi olduğu yerde kaldı.O da , CM Punk'tu.Jason için artık ortalık karanlıktan ibaretti.İçine çekildiği derin ve huzursuz bir uyku...
Konu: Loves From Soviet Russia - Part 1 (EFSANE RETURN) 
Olm bu Rus karakterler neden bu kadar hayalı oluyor.Ahanda Ivan Drago vardı Rocky'de.14 round tabiri caizse tecavüz etti Rocky'e.Son raundda Rocky bir geldi,bir eline verdi.Ehem ehem,güzel olmuş bro.
