Achilles Main Eventer
Mesaj Sayısı : 3704 REP Puanı : 32 Kayıt tarihi : 04/04/16 Yaş : 28 Nerden : Dublin, Ireland
| Konu: The Real Warrior C.tesi 24 Ara. 2016, 02:02 | |
| Sheamus : Doğrusunu söylemem gerekirse, bu konuşmayı ringin ortasına gövdemi koyarak yapmam gerekirdi. Ancak elimde olmayan sebeplerden dolayı, söyleyeceklerime herkes bu küçük ekrandan kulak vermek zorunda. Kimisine göre sadece süslü küfür edebilen bir adam oldum. Bazıları beni ciddiye almamıştı. Bir çoğu beni rakip olarak görmediği gibi, bana kaybettikleri zaman emzikleri ağzından alınan çocuklar gibi ağlamışlardı. Ringe her gelişimde, '' Yolu Temizleyin! '' diye haykırdığım zaman, neyi kastettiğimi kimse anlamamıştı. Eminim ki birçoğunuza göre İrlandaca boş bir atıftı sadece. Kendilerini Miami'nin plajlarına evlat olarak verenler, benim gün geçtikçe durdurulamaz bir savaşçı olduğumu farkedemediler. Sessizce ilerledim fella. Gölgeler kadar sessiz, ve yumuşak. Benim ulaştığım seviyeyi farkettiklerinde, artık iş işten geçmişti. Çünkü Kelt Savaşçısı Sheamus, sakatlığını atmıştı ve fark yaratmaya gelmişti. Kıtalarası Şampiyonluğu kazandığım zaman, herkesin önünde yemin etmiştim. Şirketin uzun süre yüzü olup, en tepeye ismimi bırakana kadar durmayacağıma dair. Günler geçti. 34 gün boyunca o kemeri taşıdım. O kemeri taşıyanlar arasında, onu yükselten, değer kazandıran tek kişi olmuştum. Çünkü savunduğum şey basit bir teneke parçası değildi. Biliyordum fella. Onu kaybettikten sonra, hayal kırıklığına uğramadım. Yeni kazanacağım başarı, eskisini gölgede bıraktığı sürece, benim için problem yoktu. Bray Wyatt'ı maçın başlamasıyla yere serip, Avrupa Şampiyonu olduğumda, bir adım daha atmıştım. Büyüyordum.. Giderek büyüyordum.. Çünkü savaş, teknik ve kavramsal şeylerle kazanılamazdı. Meydanda bilek gücüyle, alnından akan terle, düşmanın gözüne korkusuzca bakılarak kazanılır, giderek o meydana alışılırdı. Avrupa Şampiyonluğunu kaybettikten sonra, aynı düşüncemi tekrar kafamın %100'üne yerleştirip, başka hiçbir şeye beynimde yer vermemiştim... Biliyordum fella. Yeni kazanacağım başarı, bir sonraki adımım, eskisinden daha büyük olacaktı. PWE 50'de, PWE Championship maçına çıkmak için, bunu haketmek gerekiyordu. Miz'in, Christian'ın ve Mike Bennet'in olduğu maçı kazanıp bu hakkı elde ettim. PWE 50'de bu şirketteki ilk ana kemer maçıma çıkacaktım. Savaş benim için zaferle sonuçlanmak üzereydi. Olmadı. Talihsizlik! Tamamen talihsizlik sonucu, Kelt Savaşçısı zaferin eşiğinden döndü. Ama işin nihayeti bu değildi. Seth Rollins ile çıkacağım TLC maçını kazanıp, zaferi daha büyük bir meydanda kazanmak düşüncesi, damarımdaki tüm kanımda, baştan aşağı akıyordu. O maçı kazandım ve PWE'nin yeni şampiyonu olarak, tarihin yazıldığı güne, baş kahraman olarak adımı bıraktım. Önce Survivor Series'te ekibimin ve benim gayretlerim sonucu, ilk kemer savunmamı yapmış oldum. Akabinde daha önce mağlup ettiğim Sami Callihan'ı, kendisine en çok güvendiği meydanda, kuralsız, acının yüksek olduğu ancak merhametin olmadığı, yalnızca dayanıklı ve güçlü olananın kazanabileceği maçı kazandım. Onu kendi savaş meydanında hunharca katlettim! Randy Orton, Bray Wyatt ve yine Sami Callihan'ın rakibim olduğu maçı, ayakta kapatarak savaşçının tüm niteliklerini hakettiğimi bir kere daha kanıtladım. WrestleMania'ya geldiğimizde, saltanatımın 84. günündeydim. SEKSENDÖRT GÜN! Dean Ambrose'un CM Punk'ın sahip oldukları saltanat rekorlarını, ikiye katlayarak kemerimi kaybettim! Çünkü gerçek bir savaşçının kazandığı zafer gibi mağlubiyetide yüce olmalıydı. Öylede oldu.. Belkide uzun bir süre kimsenin ulaşamayacağı bir noktaya taşıdım saltanat rekorunu! Ve şimdi geri döndüm. Sakatlıktan bahsetmek bile istemiyorum. Çünkü buna sebep olandan intikam alacağım gün, herşeyiyle ortaya koyacağım. Buraya dönerek, saltanat koleksiyonuma, bir yenisini daha ekledim. Bana diyeceksiniz ki '' Geldin, tırnağını bile kımıldatmadan kemerin üzerine yattın ''. Daha önce, kemerin üzerine yatırdıklarım, bu şampiyonluğu haketiğimin somut örnekleridir! Göreceksiniz ki, ilk savunmamıza çıktığımız zaman, Cesaro'nun verdiği kadar ne kadar doğruymuş. Benimle takım olmayı seçerek, hem benim kariyerime, hem kendi kariyerine güzel birer armağan sunmuş oldu. Aynı yolda yürüyoruz. Ancak hedeflerimizin çakıştığı noktalarda, savaşçı kişiliğim, ona ayrım yapmayacaktır! PWE Universal Championship.. Bahsettiğim şey tam olarak bu. Yeni bir Dünya Şampiyonluğu. Bunun için, Showdown brandında yer alan herkesin yapılacak bir turnuvada yer alacağını duydum. Madem öyle, Sheamus, bu turnuvanın kazananı olmak için, eskisi gibi savaşacak! Bu savaş esnasında, karşıma kim çıkarsa çıksın, daha önceden bazı zayıf insanların uğradığı akıbete uğrayacak, kaybedenlerin isimlerinin yazdığı listeye yazılacaklardır! Çünkü bu kez, PWE'nin ilk Evrensel Şampiyonu olmak için savaşacağım! Ne bir korku, ne bir zayıflık duygusu! Eskiden beri varolan liderlik vasfıyla, bitmek tükenmek bilmeyen mücadele bütünlüğüyle, bileğimdeki kuvvet, içimdeki Kelt ruhu ile, bunu da başaracağım! | |
|